AH GEMLİK VAH EMEKLİ
İkisi de aynı kaderi paylaştı.
İkisi de üvey evlat.
İkisinin de kaderi üç beş kişinin dudağının arasında.
İkisini de düşünen yok.
Emekli, canlı örnek ben ve benim gibi olan milyonlarca kardeşimiz 7 bin 500 gün inek gibi ama faizli ama gecikmeli primlerimizi ödedik. Dedik ki, o günün emeklilerini görerek “Biz de emekli olacağız ve rahat bir yaşam süreceğiz”. Çünkü, 0 günün emeklisi yaşıyordu; yolculuk yapıyordu, emekli oldu mu evini, arabasını alıyordu. Evinde her öğün 3 çeşit yemeği vardı; etsiz yemek yapılmaz, haftanın üç günü balık yenilirdi. Sobaları sönmez, evleri sıcacıktı. Yemekleri zeytinyağı ile yapılır, lezzetinden tadı damağımızda kalırdı.
Gelelim günümüze… Evi almayı boş ver, kira nasıl ödenecek diye düşünüyor.
Evi soğuk. Odunun tonu 5 bin. Doğalgaz yakacağım, evi ısıtacağım derse b*ku yedi; bir ay aç.
Balık hayal. Ayda bir yerse -o da hamsi, istavrit- dünyalar onun oluyor. Etin adını unuttu emekli.
Kurban kesen bile stok yapıyor. Vitrine bakıyor; hayalini kuruyor, karnını hayali doyuruyor.
Zeytinyağının bu gidişle tadını unutacak emekli. Kilosu dört yüz lira şimdilik.
Geçen zam yapıldı, maaş arttı. Allah razı olsun! Zamlı maaş sevindirdi. Sevinç hesaba para yatmadan bitti. Yahu bir simit 15-20 lira, ekmek 10 lira oldu. “Pazara çıkma! Zaten bir şey alamayacaksın. Kendini yorma emekli” denildi. Peynir falan alayım diye gitme sakın. Sabah kahvaltı yapayım deme emekli. Kalıbı üç gün gider, 200 TL. Yumurta… Sahi tadı nasıldı? Tanesi neredeyse on lira olacak.
Ah emekli ah! Yaşın da geçti; seni kimse işe almaz. En iyisi Halk Büfe’ye git; 5 liraya ekmeği al, yanına bir bardak su koy, karnını doyur ve bir an önce dünya değiştirmek için duaya başla. Belki orada rahat ederiz.
Bazı Mercedes’li, villalarda oturan, sofralarında hiç eksiği olmayan, koca göbekli, kilodan yürüyemeyen sarıklı abiler diyor ya; “Fakir öteki dünyada çok rahat edecek” diye…
Emekli, hadi yine iyisiniz; 20 gün karnınız tıka basa doyacak. İyi değerlendirin o yirmi günü, stok da yapın. Seçim, hani adaylarının ancak belli olduğu seçim var ya. Ramazan’a denk geliyor ve her akşam iftar sofraları kurulacak. Yanlış anlamayın; emekli için değil, sizi çok düşündüklerinden değil; oy için sofralar kurup ikramlar yapacaklar. İyi değerlendirin bu durumu.
Bazen düşünüyorum; biz mi İslam’ı yaşayıp Allah’tan korkuyoruz yoksa Hıristiyan, kâfir dediğimiz insanlar mı İslam’ı yaşayıp Allah’tan korkuyorlar? Anlamış değilim.
Kişiler, kurumlar, firmalar kafalarına göre zam yapıyor. Bizler sadece azıcık küfür edip iki katı almaya çalışıyoruz zam gelir diye. Adamın dükkân sahibi kirasına zam yapıyor. Adam, farkı hakkı olmadığı halde tüm ürünlerine dağıtıyor. Hiç kimse “Ne yapıyorsun?” demiyor. Muhasebesi zam görse, onu da yansıtıyor. Yani sırtını dayamış halka. Nasılsa ses çıkaran yok, “Alıyorlar” diyorlar ve hayatını, düzenini bozmadan yaşayıp sürdürüyorlar.
Denetim yok!
Sorgulayan yok!
Allah korkusu yok!
Derdi; kendi rahatı, huzuru. Komşusu aç yatarmış umurunda değil. Ama sorsan çok dindar, Allah korkusu var. Herkesten önce cumaya koşar, kapısında da “Cumadayım” yazar. Ne diyeyim? Allah ıslah etsin inşallah!
Allah tüm emekli kardeşlerime yardım etsin inşallah! Çünkü kulun, idarecinin, sırtı kalınların emekliyi düşünecek zamanı yok. Şimdi emekliyle aynı kaderi yaşayan Gemlik üvey evlat.
Tarihi milattan öncelere dayanan Gemlik, 1900’lü yıllardan beri belediye ile idare edilen, onlarca belediye başkanı gören Gemlik, Dünya’da birçok ülkenin, Türkiye’de birçok zenginin gözü olduğu Gemlik… Konum itibarıyla cennet gibi bir körfez. Gerçekten seveni olsa, derdi Gemlik olanın idaresine girse, gerçekten cennet olacak ve tüm halk bu cennetten faydalanacak. Ama maalesef böyle değil. Rant savaşı olduğu sürece, siyasi kavgalar var oldukça, büyük şehir küçük şehir kavgası oldukça, siyasi partilerin kendi içinde aday adayları arasında bu kadar kavga oldukça, büyük küçük partilerin koltuk, makam, isim kavgası oldukça, bu cennet Gemlik oluyor cehennem Gemlik. Olan yine içindeki yaşayan halka oluyor.
Facebook’ta Kadri abinin arşivi dönüyor. Orada görüyorum. Zaten o dönemleri yaşayan biriyim.
Seçim kararı alınıyor, üç veya dört parti, bilemedin beş parti seçime giriyor. Adayını, meclis üyelerini belirtip aylar öncesinden seçim çalışmalarına başlıyor. Bu paylaşımları görüyorum ve o günleri arıyorum. Şimdi elli parti; herkes aday. Her parti aday çıkarıyor ve birbirilerine yanaşmaya çalışıyor, pazarlık yapıyor. Pazarlık derneklerde sürüyor. Aynı partinin aday adayları ayrı ayrı sözler veriyor. “O olursa destekleriz, bu olursa desteklemeyiz. Aday şu olursa oy veririz, aday bu olursa oy vermeyiz.
Biz de seçime gireceğiz, gücümüzü görmek istiyoruz.” söylemi yapan yeni küçük partiler. Yani derdi Gemlik olanına denk gelmiyoruz. Herkes bir şeyler söylüyor, konuşuyor ama hayal satıyorlar. Çünkü birlik beraberlik yok.
Anlamadığım; bu kadar parti neden var? Yani başkan sıfatı bu kadar mı önemli? O kadar çok başkan var ki, gerçek isimlerini unuttu insanlar. Herkes bir şeyin başı. Nedir bu kadar sıfat kavgası? Çok mu önemli başkan sıfatı almak?
Siyasi arkadaşlar, artık birleşin, birleşin! Hizmet için, Gemlik için, Gemlik halkı için birleşin. Sırf koltuk, sıfat olacak diye pazarlıkları bırakın; hizmet yapacak ve Gemlik’i Gemlik yapacak şekilde bir araya gelin. “Sen olursan oy yok, bu olursa oy yok. Bizden kimseyi almazsan oy yok. Sıralamaya girmezsek oy yok.” deyimlerini bırakın. Halkın kendi iradesine bırakın, kafalarını karıştırıp etki etmeyin. Madem hepinizin derdi Gemlik, o zaman artık çıkın meydana, birleşin. Kaybeden kazananın elini kaldırıp “Hizmet için yanındayım” desin. Meclise gerçek hizmet edecek kişileri yazıp, çalışmalara hemen ortak akıl ve iş birliğiyle başlayın. Halk yapılanı unutmaz, taktir etmesini bilir.
İşte böyle! Emekli ile Gemlik’in kaderi aynı. Keşke birlik beraberlik olsa, keşke halkını düşünen liderler olsa. Keşke söylediklerini, konuştuklarını uygulayan liderler olsa. Keşke herkes birbirini sevse.
Sevgi dolu bir ülkede, birlik, beraberlik içinde kardeşçe, eşit şartlarda yaşayacağımız günlere…
Hoşçakalın!
-
Rusya’dan Suriye’ye Gözdağı
-
Meteoroloji’den İstanbul’a Uyarı!
-
Sıkıyönetim ilanı Güney Kore’yi karıştırdı!
-
Yenidoğan soruşturmasında 2. dalga operasyonu
-
Mudanya BESAŞ Satış Fabrikası Açıldı
-
İstanbul’da en fazla olayın yaşandığı ilçe belli oldu