SÜRPRİZ!

Köşe Yazıları - 1 Haziran 2024 02:01

Yaşamın insana sunduğu en lezzetli tatlıdır sürprizler. Tabii kötü olanı da vardır. Yani, acılı versiyonu; sanırım darbe!

Sürpriz gözlüğü diye bir gözlük takma şansımız olsaydı eğer, sürpriz olarak nitelendireceğimiz olayları büyük bir fiyonkla bağlanmış hediye paketi olarak görürdük. Etrafımızda bizim sürprizimiz olacak insanların üzerinde de minik minik maytaplar yanardı belki.

Düşünsenize; hayatta sadece bir saniye sonra ne olacağını kimse bilemiyor, tahmin edemiyor. Halbuki, çoğu şey zaten o saniyede oluyor. O saniyede bir araba kaza yapıyor, o saniyede bir bebek ağlamaya başlıyor, o saniyede aşık olunuyor, asansör meşgul düğmesi sönüyor, evdeki su tesisatı patlıyor ve bir anda evi su basıyor, dümdüz yolda giderken ayağımız takılıp düşüyoruz, hepsi o anda oluyor.

O bir saniyede karşılaşıyoruz ömür boyu birlikte olacağımız insanla/aşkla. Bir saniyede öpüşüyoruz, bir saniyede selam veriyoruz dostlarımıza. Aklımıza bir şey geldiğinde o bir saniyede geliyor. Bir saniyede terk ediyoruz sevdiğimizi. Bazı şeylerin farkına varmak yıllar sürüyorsa da farkına vardığımızı anlamak bir saniye sürüyor!

Her an değişiyoruz; her saniye, hayatla birlikte biz de bilinmeyen bir an’a kavuşuyoruz, onu yaşıyoruz ve ardından yenisi geliyor, her şey o anda olup bitiyor. Ok yaydan, söz ağızdan o anda çıkıyor. Tıpkı, aniden karşımıza çıkan ve sürpriz dediklerimiz gibi…

Uğraşırsınız, didinirsiniz, hesaplarsınız, size göre planınızda açık nokta bırakmamışsınızdır ama öyle bir sürprizle çıkar ki hayat karşınıza, kendi büyüttüğünüz, çocuğunuz gibi özene bezene hazırladığınız o planı kendiniz lağvetmek zorunda kalırsınız. ”Hayat sen planlamadan başına gelen şeylerdir” derler ya hani… Ne kadar doğru! İnsanın plan yapmasının bir yere kadar geçerli olduğunun en büyük delilidir sürprizler.

Ve bazen o kadar meşgul oluyoruz ki, yanına tesadüfen oturduğumuz insanı, yolda çarpıştığımız insanı, aradığımız yanlış numarada karşımıza çıkan insanı, bize yakınlaşmak için deli gibi çaba saf eden insanı ıskalıyoruz. Karıncaların antenleriyle birbirine değmeden yokladıkları ve hızla ayrıldıkları o saniye gibi, biz de birbirimizi es geçiyoruz.

Nasıl olsa bu tür insanlarla yarın yine karşılaşacağız diyoruz belki. Oysa sokaktaki o kedi, geçen yılki aynı kedi değil; üstünüzden bugün geçen kuş geçen seferki kuş değil!

Hayatta neyin ne olacağı belli olmuyor. Her an yeniliklere, sürprizlere, değişimlere açık olmak gerekir. Bazı şeyler çünkü insanın karşısına bir kere çıkar. Onun o biricikliğini anlayamazsan, hayatını onsuz tamamlarsın.

Hayatın sürprizleri, her an karşımıza çıkabilecek sürprizler. Bazen ne olduğunu bile anlamadan o yola girmemizi sağlar. Anlayamayız… Akıp giden nehir gibidir, dokunmak bile sular durulana kadar yüzmek zorunda bırakır bazen. Korkarız belki… Ne olacağını bilmediğimizden korkarız. Ya da zarar görmekten. Ama heyecan verir. Tatlı ve sıcak bir heyecan… Merak ederiz sonunu. Fakat asla başında kestiremeyiz. Artık o yola girmişizdir ve sonuna kadar gitmek zorunda hissederiz kendimizi. İşte bu, hayatın bir sürprizidir. Acı veya tatlı, sonunda öğreniriz.

Her şeye rağmen severim ben bu sürprizleri. Bazen hayallerimi süpürüp günün çöpleriyle birlikte kapının önüne koymaya hazırlanırken kapımı çalıverir.

Aslında sürpriz değil de… İnsanoğlu işte; olması gerekenin adını başka şeylerle değiştiriyor, sürpriz diyoruz…

BENZER HABERLER