12° Kapalı

BBB: “Çeyrek Asır Geçse de Acımız Aynı”

| Haber Girişi: 17 Ağustos 2024 15:38 | Son Güncelleme: 17 Ağustos 2024 15:38 A A

Gazeteabc/ Haber: Adiviye Elbaş Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 17 Ağustos depreminin 25. Yıldönümü nedeniyle Merinos AKKM Hüdavendigar Salonunda Başkan Mustafa Bozbey belediyenin ve kurumlarının depreme dair hazırlıklarını ve alınan önlemlerin yapılacakları basın toplantısı gerçekleşti.  Gerçekleşen toplantıya Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, BURKENT Yönetim Kurulu Başkanı Görkem Kaya, BURKENT Genel Müdürü İnan Keser katılım gösterdi. Hatırlıyorum o günleri hala gözlerimin önünde 17 Ağustos Depreminin ülkemizin yaşadığı en acı felaketler biri olduğunu çeyrek asır geçse de acısının hala dimağlarda yer aldığı belirten Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey sözlerine şu şekilde sürdürdü: “Hatırlıyorum hala gözlerimin önünde 03.02 saatler ilk defa gökyüzünün bembeyaz görüntüsü o anda gördüm. Birçok insanda o görüntüyü halen unutmuş değil. 1999’da yaşamış olduğumuz Marmara Depremi’nde binlerce, on binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Bir o kadar vatandaşımız ise  evsiz kaldı. Biz depremi yaşadık yaşamaya da devam ediyoruz. Kent yöneticilerinin ciddi adımlar atması gerekiyor. Bir yıl önce yaşanan 11 ili etkileyen asrın felaketi üzerinden yalnızca bir yıl geçti. Oysaki 1999’da depreminde gereken dersi almış olsaydık. Bu depremde daha az canımız yanabilirdi. Kaybettiklerimizi unutan bir topluma dönüştük. Hiçbir zaman unutmayan unutturmayan bir toplum olamadık. Kahramanmaraş depreminde de biz burdan eşyaları gönderiyoruz ama onların ilk önceliği o eşyalar değilmiş. O felaketleri yaşayan o acıları yaşayan insanların ilk talepleri onlar değil. Oradaki insanlar dediler ki ilk gün tuvalete ihtiyaç duyduk ikinci gün suya ihtiyaç duyduk dediler.  Deprem kaçınılmaz bir gerçek  Sevgili Bursalılar, hepimizin bildiği gibi ülkemizin aktif tektonik bir konumda olması nedeniyle bu depremlerin kentlerimizde yaşanılması kaçılnılmaz. Her ne kadar bilim insanları yaptıkları bilimsel araştırmalarla ve çalışmalarla depremlerin önceden belirlemenin can ve mal kayıplarını aza indirmenin yollarını bulmaya çalışsada net bir sonuca ulaşılması mümkün değil. Yani depremin ne zaman olacağı, kaç şiddetli olacağını bilmek. Bilimsel anlamda mümkün olmadığını da biliyoruz. Halihazırda deprem zararlarını en aza indirmenin yolu deprem öncesi deprem risk alanlarda gerekli jeolojik ve jeoteknik çalışmaların yapılması ve bu çalışmalardan elde edilen bulgulara göre de yerleşim planlarının ve kentsel dönüş. yapılmasıdır. Biz de stratejilerimizi ona göre yapıyor ve önümüzdeki süreci bu şekilde değerlendiriyoruz. Ne yazık ki merkezi ve yerel yönetimlerde deprem gerçeği planlamada ve uygulamada yeterince önemsenmiyor. Bu gerçek ancak yeni bir deprem meydana geldiğinde tekrar gündeme geliyor. Ve telafisi olmayan sonuçlarla da biz karşı karşıyayız. Ülkemizin insanının maalesef unutma gün sayısı yirmi dokuz bunu bilimsel bir veri olduğu için söylüyorum. Yirmi dokuz gün sonra felaketi de unutuyoruz. En yakınımızın vefatını unutuyoruz. Böyle bir toplumuz. Bu felaketin her an olacakmış gibi böyle tedirginlikte değil, bilinçli yapmamız gerekenleri yaparak hazırlanarak bu süreci yaşamalıyız. Deprem, merkezi yönetimden sivil topluma kadar kentin tüm paydaşlarıyla birlikte hazırlanan çok önemli bir süreç. Hep birlikte tüm güçümüzle  bu konuda gerekli dayanışmayı en üst seviyede de tutmak zorundayız. Yerel yönetimler kendi kentleriyle ilgili sorumluluklarını yerine getirirken. Aynı zamanda merkezi yönetim ve sivil toplum kuruluşları da ve kentin diğer paydaşlarıyla da hep birlikte depreme hazırlanmalıyız. Sadece yerel yönetimlerin hazırlanması da yetmez. Hem merkez yönetimi hem sivil toplum kuruluşlarının da tüm paydaşlarında. bu konuda hazırlıklı olması gerekiyor. Toplumsal dayanıklılığı arttırmak ve afet anında en hızlı şekilde hareket edebilmek için de bu işbirliği çok önemsiyoruz. Bin dokuz yüz doksan dokuz yılında yaşamış olduğumuz Marmara depreminden gerekli dersleri çıkarabilmiş olsaydık eğer. daha sonra oluşan depremlerde bu sonuçları yaşamazdık. Hepimizin bildiği gibi deprem bir kez olmayabilir. Doğal kaynaklı bir olayın eğer depremin bu şekilde olduğunu kabullenelim ki doğal olayıdır. bunu önlememiz de mümkün değildir. Ancak depremlerin birer afete dönüşmesini engellememiz bizim elimizdedir. Marmara. Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olarak da geçmiş yıllardaki kent yöneticiliği deneyimlerimizden ve depreme dönük olarak da geliştirdiğimiz. Projelerden de yola çıkarak önümüzdeki süreçte depremi en önemli gündemimiz olacağına ve bu gündem çerçevesinde planlarımızı, programlarımızı ve stratejilerimizi belirleyeceğimize sizlerin huzurunda söz veriyoruz. Bunu sadece Bursa olarak değil, Marmara olarak da değerlendirilebilir.  Bursa deprem riski açısından önemli bir bölge  Daha önce kent yöneticiliğini yaptığımız Nilüfer’de mahalle afet konteynırları sistemi projesi vardı. Aynı zamanda mahalle gönüllüleri vardır. Buradaki amaç herhangi bir afet olduğunda, deprem olduğunda profesyonel ekipler gelinceye kadar. o afet gönüllüleri o mahalle afet konteynerındaki kesici, kırıcı aletleri kullanarak canı kaybı en aza indirilmesi için çalışmakta. Bunu şimdi kentin bin altmış bir mahallesine ilçe belediyelerimiz de ortaklaştırarak. Beraberce bir proje haline getirerek bunu uygulamak sorumluluğumuzdur. Bunu uygulayacağız. Deprem sonrası gereken insani ihtiyaçlara dair biraz önce Hatay’da yaşadığım örneği baz alarak tuvalet. lavabodur, duştur. Bu ihtiyaçları önemli ölçüde destekleyecek çalışmalar yapacağız. Bunun sonucu olarak da deprem öncesi ve sonrasında oluşacak olan karışıklık ortadan kaldırmak istiyoruz. Yine Nilüfer’de başladığımız ve tüm Türkiye’ye yayılmasına önem olduğumuz deprem öncü işaretleri. tahmin istasyonlarında yine kentin birçok noktasında oluşturmak ve en azından bilimsel verilere dayalı olarak da takip etmek istiyoruz. Evet. tabii ki bunların yanında kentsel dönüşüm projeleri. Deprem toplanma alanları, deprem sonrası barınma ve lojistik. Trafik ve acil ulaşım yolları, sanayi tesislerinin depreme hazırlığı elektrik ve haberleşmenin kesintisiz sağlanabilmesi kaçak yapılaşma gibi birçok konuyu çözmemiz elimizi taşın altına da koymamız gerekiyor. Sorumluluk alıp hiçbir konuda mış gibi yapmadan. Direkt müdahale ederek irade göstererek sonuca ulaşmak zorundayız. Bakın son yıllarda özellikle Bursa Ovası’nda. Ne kadar alanı kaybettiğimizi, kaçak depolarla, kaçak fabrikalarla biliyor muyuz? Biliyoruz. Bunlarla ilgili gerekli çalışmaları yapıyoruz. Ilçe belediyeleri yapmak zorunda kaldık. Gereken. Yapmak zorunda ve onları ortadan kaldıracak, uygulamayı ve iradeyi göstermek zorundadır. Kimin için? Bursa’nın geleceği için, çocuklarımızın, torunlarımızı gelecek. Bunu yapmak istiyoruz. Bu çok eski. Bu konuda büyükşehir belediyesi olarak ilçelerimiz bizden destek istediğini de gönderiyorlar. Hemen müdahale etsinler, ortadan kaldırsınlar. Yeni bu tür yapılara asla izin vermediğimizin cümle alemin bilmesi gerek. Bu konuda tavizimiz yoktur. Bugüne kadar depreme hazırlığı, deprem güvenliği, yapı güvenliği, hasar tespiti gibi konularda çokça konuştuk. Halen de konuşuyoruz. Ülkemizde depremim  afete dönüşmesine engel olmalıyız. Bununla ilgili gerçek çalışmaları yürütmemiz gerekiyor. Bir deprem coğrafyasında alan ülkemiz. Tarih boyunca birçok kez yıkıcı depremlerle karşı karşıya kalmıştır. Özellikle Marmara Bölgesi’nde gerek ekonomik anlamda gerek sosyal açıdan coğrafyamızda merkez pozisyonu gerçekten yüzyıllardır olması nedeniyle de bölgemizde yaşanan depremler her zaman çok ciddi sonuçları. ortaya koymuştur. Halen de bilim insanlarının sizlerin dediğiyle ilgili bir Marmara depremi beklentisi hayli fazladır ve tartışılmaktadır. Yedi nokta iki,üç civarında şiddetli sarsıntı  olacağı da söylenmektedir. Bursamız hepimizin bildiği gibi deprem açısından. Çok riskli bölgede yer almaktadır. Bursa ve çevresinde deprem oluşturabilecek birçok aktif fayın olduğunu biliyoruz. Kentimizin büyük bir kısmını deprem riskine karşı oldukça savunmasız Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren Bursayı daha dirençli hale getirmek için çalışmalarımızı bu yönde sürdürmek üzere arkadaşlarımız yoğun bir şekilde stratejik hedefleri ortaya koydular ve yaklaşık dört aydır kentimizde depremsellikle ilgili yapılan çalışmaları ve ortaya çıkan verileri bir araya getirerek. eksik kalanları da arkadaşlarımızın yoğun biçimde çalışmalar yaparak tamamladığını sizlerle paylaşmak istiyorum. Hem imar şehircilik başkanlığı daire başkanlığımız, kentsel dönüşüm daire başkanlığımız ile iştiraklerimiz bu konuda üzerine düşen sorumlulukları fazlasıyla hassasiyetle üstelik depremin afete dönüşmemesi için ne yapılması gerekiyorsa o konuda hazırlıklarını süratle tamamlamaya çalışıyorlar. Arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Çalışmalar daha öncesinde devam eden Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı dediğimiz ortaklaşa yürütülen bir proje var. Bu projede Bursa Büyükşehir Belediyesi deprem risk azaltma ve önleme planlama projesiyle  ilgili arkadaşlarımız ile yoğun biçimde çalışıyorlar. Karşılıklı olarak bu projeyle muhtemel bir deprem de Bursa’mızın hasar riski yüksek yapı alanları belirleniyor. Ayrıca hasar görebilir, köprüler bağlantı yolları, alt yapılar tespit ediliyor ve bu konuda çözüm önerileriyle ortaya bırakmak istiyoruz. Bu rapor doğrultusunda da çözüm önerileri dikkate alınarak da ilgili başkanlıklarımız işlemlerini hemen başlattılar. proje kapsamında yapılan detaylı analizler kentimizin büyük bir kısmının bunu çizerek söylüyorum. Kentimizin büyük bir kısmını deprem riskine karşı oldukça savunmasız olduğu ortaya konmuştur. Bu savunmayı bizim yapacağımız orada bilimsel verilere dayanarak. Projelerle de savunma mekanizmalarımızı geliştirmemiz gerekiyor. Bu nedenle plansız yapılaşmadan kaynaklı sorunların en aza indirgenmesi. Kaçak yapıların önlenmesi. Erken uyarı sistemiyle afet anında kritik bina ve tesisleri kontrol kapama sistemleri devreye alınacak ve acil müdahale ekipleri alanında da bunlara zaman kazandıracaktır. Bunu şu anda yapıyoruz arkadaşlar. Deprem anında. Etkilenmeyecek ve afet koordinasyon üssü vazifesi görecek afet yönetim merkezi çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Maalesef afet yönetimi merkezimiz yok. Büyükşehir belediyesiyiz. Ama afeti yönetecek afet koordinasyon merkezimiz bize ait. Genel yönetime ait, yerel yönetim olarak. Afet yönetimi bilgi sistemi yazılımını kurarak da afet ve acil durumlarda yapılacak olan müdahalelerin etkin ve kesintisiz bir şekilde yönetilmesi Altı Şubat depreminde de gördük ki zeminin yapısı depremin oluşturacağı yıkıcı etkiyi direkt etkiliyor. Yani sıvı potansiyeli olan alanlarda deprem kuvveti katlanarak o bölgedeki binaları kuruyor. Bursamızın hem yapısal unsurlarıyla birlikte afete dirençli hale getirilmesi hepimizin sorumluluğunda Hem büyükşehir belediyesinin hem de on yedi ilçe belediyesinin aynı genel yönetimin, genel idare bu amaçla yapılan çalışmalar var. Örneğin Yıldırım’da ve Osmangazi’de mikro bölgeleme projesi hemen hemen tamamladık. Önümüzdeki yıl da Nilüfer’deki mikro bölgeleme projelerimizi tamamlayacağız. Ve bunlar gerçekten bizim önemli saydığımız projelerdir ve burada zeminin durumunu ortaya çıkardığımızı ve zemininin durumundan dolayı hasar oranının ne dereceye ulaşacağını da bu sayede yine bilimsel verilere dayanarak da test etmiş oluyoruz. Depremsellikle ilgili yapılan ve halen devam eden çalışmalardan elde edilen verilerle analizlerle birlikte kentimizin  bütününde kentsel dönüşüm uygulamalarında karşılaşılan sorunların çözümü dönüşüm sürecinin iyileştirilmesi ve yerleşim ölçeği kentsel dönüşüm bütüncül şekilde bakın parça parça değil. Bütüncül bir yaklaşımla kentsel dönüşüme dönüyorsunuz. Kentsel dönüşüm strateji belgeleme çalışmalarımızı iki bin yirmi beş yılında sonlandıracağız ve sizlerle yine paylaşacağız. Bu önemli bir belge olacak. Aynı zamanda afet riski. Düzensiz gelişmiş, kritik yoğunluklu alanların tespiti, planlanması ve uygulama programının hazırlanması ile riskli yerleşimlerin. dokusundan kaynaklı olan bu yerleşimlerin yenilenmesi fiziksel olarak iyileştirilmesi ki bir bölgede zemin iyileştirme anlamında yine bir proje uyguluyoruz. Şu anda bilim insanları bu projede zeminin nasıl iyileştirileceği konusunda deneyimlerini gerçekleştiriyorlar. Bunun sonuçlarını gördükten sonra da sizlerle paylaşacağız. Bazı sıvılaşma bölgelerinde belki bu metodu uygulamayı da hedefliyoruz. Ancak dediğim gibi yine bilim insanları şu anda üzerinde çalışıyorlar. Belki Türkiye’de bir model olarak da o yapmış olduğumuz uygulama her yere sunulmuş olacak. Bilimsel verileri baz alarak ve zeminin durumunu net olarak ortaya çıkarmak amacıyla yapacağımız uygulamaları da katarak kentsel dönüşümle ilgili projelerimizi daha da hızlandıracağız. Bütüncül bir yaklaşımla hazırlayacağımız kentsel dönüşüm planları ile yaklaşık dört bin beş yüz hektarlık bir alanı ve iki milyon iki yüz elli bin civarındaki hemşehrimizin yaşam kalitesini arttırmayı hedefliyoruz. Kapsamlı dönüşüm planlarına ilişkin süreçleri başladık ve hızlıca da devam ettiriyoruz. İlk iş Bursa kent anayasası  İmarlı alanlarda daha büyük alanlar olsun hem orada kentsel ihtiyaçlar karşılansın. Aynı zamanda da büyük alanlardaki yenilenme ve depreme dirençli yapıların olması sağlansın hedefimiz bu. Bunu destekliyoruz. Bu anlayışımızı on yedi ilçe belediye başkanımızla yaptığımız toplantıda paylaştık. Ve bu konuda bundan böyle büyükşehir belediye meclisinden çıkacak olan kararlarda büyük alanların dönüşümüne yönelik olarak orada eğer imar artışı gerekiyorsa, imar artışı buna göre verilir. Küçük alanlarla ilgili deprem tehlikesi  altındaki kentimizde kentsel dönüşümü de hızlandırmak, plan değişiklikleri esnasında yaşanabilecek sıkıntıları en aza indirmek ve kent içindeki mevcut sorunların da dönüşümünden gelen fırsat ile çözülmesi amacıyla birlikte harekete hareket etmek üzere oluşturduğumuz komisyonumuz var. Bu komisyonun adı kentsel dönüşüm ve danışmanı. Burada meslek odalarımız var. Özellikle büyükşehirde ilçe belediye temsilcilerimiz var. Aynı zamanda imar ve bayındırlık oluşturması için böyle bir komisyon oluşturduk. Ve buradan gelen kentsel dönüşüm planları bu çerçevede değerlendirilerek hızlıca karar almak ve doğru karar almak.6306 sayılı yasa kapsamındaki kentsel dönüşüme girmek isteyen hemşehrilerimizin belirlenen temel kriterler çerçevesinde yönlendirilmesi ve taleplerine ilişkin tavsiye kararlarının da alınması kent uzlaşısı açısından son derece önemlidir. Bunu da sağlamış olacağız. Bu taşı sayesinde de tüm kent dinamikleriyle. geleceğimize birlikte karar verdiğimiz bir dönüşüm süreci olacaktır. Kentimizle ilgili en önemli diyet taşı da elbette ki bin bölü yüz bin ölçekli çevre düzen planıdır. Tüm afet risklerinin azaltılmasına yönelik politikalar mekansal planlarda temel unsur olarak yer alması için de bilimsel ve teknik çalışmalarda devam etmektedir. Planlamanın temel ilkelerinden biri olan plan kademeleri arasındaki uyumun sağlanması amacıyla da ilk iş olarak, çevre düzeni, plan çalışmalarına başlamıştır. Ve bu plan kentimizi anayasası yani Bursa kent anayasası olacaktır. Bursa Büyükşehir Belediyesi bu yeni vizyonuyla öncelikli olaraktır. Bursa Kent Anayasası iki bin elli yılı projeksiyonumuz doğrultusunda ülkemizin uzman önde gelen kırka yakın akademisyen ve bilim insanının danışmanlıkları ile hazırlanacaktır. Burada en önemli unsurlardan bir tanesi bizim akademi. danışma kurulunun vereceği kararlar, destekler ve katkılardır.” şeklinde konuştu. Yapılan toplantı sonrasında Gazeteabc muhabiri Adiviye Elbaş’ın “Olası deprem de burada da kaç toplanma alanı var ve afet için kaç ekip hazır durumda.” soruna Başkan Bozbey “1266 toplantı alanının var olduğunu ve bunların 266 tanesinin olası bir depremde hemen kullanılabilecek durumda olduğunu ve Bursanın ekipler konusunda en şanslı illerden bir tanesi olduğunu ve olası bir deprem de müdahale ekiplerinin çok fazla olduğunu” dile getirdi.

Gündem - 15:38 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.
MKS - Marmara Kimya Sanayi Borusan Liberal