BİR BELEDİYE BAŞKANININ ANILARI

Belediye Başkanları şehrin kaderini belirler!
Uzun zamandır yapmak istediğim bir söyleşiydi. Kitaplarımda yer verdim fakat yüz yüze görüşme fırsatım pandemi nedeni ile kısmet olmadı. Sayın Hakkı Çakır, hem Umurbeyli hem de babamın değer verdiği bir dostu olduğu için, onu ziyaret etmeyi ve görüşmeyi çok istiyordum. Oğlu Umur Çakır sayesinde kendisine ulaştım ve dört kez evinde ziyaret ettim. Bu ziyaretlerim esnasında oğlu Umur Bey de bize eşlik etti ve görüşmelerimizi kayda aldı. Değerli zamanlarını ayırdıkları için teşekkür ediyorum.
19 Ocak 2023 günü ilk kez Balıkpazarı’ndaki Çakır Apartmanı’nın kapısını çaldım. Sayın Hakkı Çakır ve Umur Bey beni nazik bir şekilde kapıda karşıladılar. Misafir odasındaki çekyata oturduk. Sayın Çakır, yaşına rağmen, müthiş bir hafıza ile sanki yaşıyor gibi tane tane anlatıyordu. Son derece mütevazı döşenmiş evinde tek başına yaşıyordu. Eşini kaybettikten sonra belli ki evinden ayrılmak istememiş ve orada mutluydu. İşlerini yapmaya gelen yardımcısı dışında; oğlu Umur Bey de her gün babasına gelerek yanında oturuyor, ihtiyaçlarını görüyordu. Yine bu ziyaretlerimin birinde diğer oğlu Ahmet Çakır Bey ile de tanışma fırsatım oldu. Aile ilişkileri çok güzeldi ve bu hemen ilk bakışta belli oluyordu.
1984 yılında Celal Bayar’a ziyaretlerinde elini öperken
Sayın Hakkı Çakır o kadar saygılı biriydi ki, bunu not alırken de fark ettim. Her bir özel isimde, “Baş tarafına ‘sayın’ yazdın mı?” diye uyarıyordu. Eski siyasetçilerin ve insanların birbirine hitap şekli, doğrusu şimdi siyasette değişen tavır ve sözleri duydukça şaşırtıyor.
Ssayın Hakkı Çakır’ı kime sorduysam, hakkında çok güzel sözler duydum. Dürüst bir insan ve iyi politikacı olduğu, sabah erkenden görevine gittiği, çalışkanlığı, kararlılığı, hakkaniyetli oluşu, halkın içinde olduğu, belediye meclisinin (o zamanlar maaşları meclis belirliyormuş) belirlediği maaşın bir bölümü ile 5’ten fazla talebe okutması gibi…
SAYIN HAKKI ÇAKIR KISACA KİMDİR?
Doğum Tarihi: 1928 Eğitim: Lise (Gemlik Umurbey 1928) Tarım teknisyeni, Gemlik Belediye Başkanlarından. İlkokulu Umurbey’de, ortaokulu Gemlik’te okudu. 1948’de Bursa Ziraat Meslek Lisesi’ni bitirdi. Gemlik Ziraat Teknisyenliği’nde bir yıl kadar çalıştıktan sonra askerliğini yedek subay olarak tamamladı (1950). Askerlik sonrası sırasıyla İzmir Bornova Ziraat Meslek Lisesi’nde, Antalya Teknik Ziraat Müdürlüğü’nde, Orhaneli Ziraat Teknisyenliği’nde ve Bursa Yenişehir Ziraat Teknisyenliği’nde görev yaptı. Gemlik Ziraat Teknisyenliği’ne atandı. 1977’de kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Adalet Partisi (AP) saflarında politikaya atıldı. 1980’de ilçe yönetim kurulunda görev aldı. 12 Eylül 1980’den sonra bir süre politikadan uzaklaştı.
Sn. Hakkı Çakır Anavatan Partisi seçim otobüsünde
26 Eylül 1983 tarihinde Anavatan Partisi’nin (ANAP) Gemlik ilçe örgütünün kurucuları arasında yer aldı. 25 Mart 1984 günü yapılan yerel seçimlerde, ANAP adayı olarak Gemlik Belediye Başkanlığına seçildi. (Kaynak: Bursa Gazeteciler Cemiyeti – Anılarda Yaşarken Gemlik )
Sayın Hakkı Çakır’la; ailesi, Umurbey, Celal Bayar üzerine uzun uzun konuştuk. Bu anılara ileride çıkaracağım Gemlik Köyleri kitaplarımda yer vereceğim. Röportajımda belediye başkanlığı zamanında yaptığı önemli işleri sordum ve şimdiye kadar yazılmamış gerçekleri ondan dinledim. İlk kez bu sütunlarda paylaşmak istiyorum.
Sn. Hakkı Çakır’ın 1984 seçimlerinden sonra görevi Sn. Şahap Cantay’dan aldığı gün.
1984-1989 arası Gemlik Belediye Başkanlığı yaptınız. Hizmetlerinizden bazıları nelerdi?
Su sorunu: Göreve geldiğimde, DSİ Bölge Müdürlüğü’ne müracaat ederek 3 tane 80 metre derinlikte, toplamda saniyede 160 litre verimlilikte kuyuları hizmete koyduk. Su işini 84’ün sonuna kadar hallettim.
İçme suları kafi değildi. Devlet Su İşleri Bursa Şubesi’ne müracaat ettim. Kuyular için yer tespitine teknik elemanlar geldi. Atmaca, Stadyum ve Toplu kuyularının yerlerini tespit ettiler ve çalışmaya başladılar.
Atmaca ve Stadyum kuyuları 60’şar litreden 120 litre, Toplu kuyusunun ise saniyede 40 litre debiye sahip olduğu belirtildi. Toplu kuyusunu yedek bıraktık, diğer iki kuyunun suyunu dalgıç pompalarla şebekeye ilave ettik. Bu şekilde su sorununu hallettik.
Nacaklı suyu dereciklerin temin ettiği sudur. Haydariye Köyü’nün Nacaklı devlet ormanları arazisinden çıkıyor. Uygun yerde su birikme sahası yapılmış, oradan borularla Gemlik’e arıtılmamış olarak ulaştırılıyor. Bu suya, Haydariye Köyü yolu üzerinde Tavşantepe mevkiinde arıtma tesisleri ile idare binası ve 2 ailelik lojman binaları yaptırıldı. Sular arıtılıp klorlandıktan sonra şebekeye ulaştırıldı. Böylece su sorununu çözmüş olduk.
Atık su: İlçenin atık suları, gelişi güzel denize ve dereye veriliyordu. Deşarj tesisleri için Hamidiye Mahallesi’nde 1 Nolu Sağlık Ocağı’na yakın deşarj tesisleri yapıldı, atık sular oraya bağlandı. Deniz kenarından itibaren gübre fabrikasına kadar 1500 metre uzunluğunda, 40 metre derinliğinde borular döşendi. Denizde akıntı orada tespit edildi. Borular, motorlar ve gemiler tarafından tahrip edilmesin diye dubalar kondu, daha ileriye gidilmedi.
Sn. Hakkı Çakır belediye meclis üyeleri ile çelenk koyarken (1984)
Eleman alımı: Belediyenin tüm birimlerinde eleman noksanlığı vardı. Zabıta müdürü yeni 2 bayan eleman tesis etti. Trafik bölümüne iki eleman, diğer birime de 3 eleman takviyesi ile toplam 7 eleman alındı. Üç kişi de önceden vardı, zabıta toplamda 10 eleman oldu. Fen İşleri Müdürlüğü’ne bir mimar, bir harita mühendisi, bir makine mühendisi, bir makine teknikeri, bir de mevcut arabaların tamiri için bakım elemanı alındı. Yukarıdaki elemanlar imtihan ile alındı.
Eğitim: Endüstri meslek lisesi binası benden önceki belediye başkanı tarafından yapılmış. 1984’te, benim dönemimde hizmete açılması için okul müdürü dahil, gerekli öğretmen ve personel ilçeye geldiler. Okula ilk sene 120 öğrenci müracaat etti ama 80 öğrenci alınacaktı. İmtihan günü ben de bulundum. Sorular açıldı ve imtihan başladı. Ben hemen Bursa’ya gittim, konuyu valimiz Sn. Zekai Gümüşdiş Bey’e anlattım. 120 talebenin de öğretime alınmasını teklif ettim. Sn. Valimiz benim yanımda Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilgili birimine telefon etti ve bakanlık 120 talebenin alınmasına olumlu cevap verdi. Ben hemen ilçeye döndüm, imtihan bitmiş, sorular okunuyordu. Okul müdürüne müjdeli haberi verdim “Bütün talebeler alınacak” diye ve okul ilk yıl 120 öğrenci ile hizmete başlamış oldu. Şu an yeni okulda 1000 talebe var. Belki de daha fazlası olmuştur.
Manastır Cumhuriyet Mahallesi’ne plan yapılırken bir okul, bir cami yeri; Osmaniye Mahallesi’ne bir okul, bir cami yeri; Hamidiye Mahallesi’ne bir okul, bir cami yeri; Hisartepe Mahallesi’ne bir okul, bir cami yeri planlamada koydurdum. Hisar Mahallesi’nde okul yoktu. Orada okuyan çocuklar Ilıca yolundaki (o zamanki adıyla) Namık Kemal Okulu’na gidiyordu. Daha önceden de olduğu gibi; benim dönemimde de, yolu geçerken bir çocuk hayatını kaybetti; ailesi bana geldi, dert yandı. Ben Ankara’ya gittiğimde konuyla ilgili bilgileri anlattım. Hisar Mahallesi’nde planda gösterilen yere acilen okul yapılması için okul sahası kamulaştırıldı ve yapımını Borusan firması kabul etti. Böylece Hisar Mahallesi’ne okul yapıldı.
Üniversitede okuyan öğrencilerimizi her sabah Görükle’ye kadar otobüsle götürmeyi temin ettim. Görevde kaldığım 5 yıl içerisinde öğrenci biletlerine zam yaptırmadım.
Sn. Hakkı Çakır belediye meclis üyeleri ve Anavatan Partililerle
Tesisler, araçlar: Sanayi tesisleri yoktu. Sanayi sitesi yaptırmak için kooperatif kurmuşlar. En uygun yer olarak, şimdiki sanayi sitesinde 200 dekarlık sahayı sanayi planına aldık. Kooperatif, 150 dekarına yer yaptı; 50 dekar kaldı.
Zeytin hali yoktu; mezbahaya giderken Hamidiye Mahallesi’nde zeytin hali için 100 dekar sahayı plana aldık. Zeytin ticareti yapan esnaflar orada geniş bir şekilde işlerini yapabildi.
Mevcut tuvaletlerin hepsini ıslah ettim. Bir de bekçi koyduk, tuvaletler parasızdı.
Girişte üst geçit yoktu. Borusan firmasına rica ettik, üst geçit yaptı. Uygun yerlere çocuk parkları, basket sahası, kaldırım ve asfalt yol yaptık. Beton parke taşları yoktu, ilk ben Gemlik’e soktum. En kaliteli taşları kullandık. (Umur Çakır: Babamdan sonraki dönemde fabrika kuruyorlar ama daha pahalıya geliyor, sonra iptal edildi.) Ben taşı müteahhite aldırdım. Nezih Bey döneminde maliyeti fazla, kalite düşüktü. (Umur Çakır: Kum temini, eleman temini, nakliyesi, personel temini maliyeti yükseltiyordu. İyi kaliteli 1. sınıf taşı daha ucuza temin edebiliyorduk.)
Araçlar: Belediyemize; loder, silindir vidanjör, ambulans, cenaze arabası, itfaiye aracı aldım ve Gemlik Bursa arası otobüsleri çoğalttım. Benim bindiğim araba dahil, hiçbir arabanın sigortası yokmuş. Tüm araçları sigorta yaptırdım. Göreve yeni geldiğimde bir kaza oldu, Arozöz (İtfaiye) arabası uçtu; bunun üzerine fark ettik ve bunu yapmak durumunda kaldık.
Mezarlık: Eski mezarlığın bir yukarı kapısı vardı. Diğer kapısı ile boydan boya duvar yoktu. Mezarlığın kapılarını ve duvarlarını yaptırdık. Yolu yoktu ve çamur içindeydi. Plan ve düzenleme yapıldı. Yeni mezarlığın da planını yaptırarak üst kısmı satın aldık. Uzantısı, yolu yoktu.
Ata Mahallesi’nde mezarlık yeri satın aldık. Şu an belediyenin tapusu dahilinde olabilir. O mahalleye ayrıca 2 dükkan, bir de çay bahçesi yaptık. Müteahhidi Nurettin Avcı’ydı.
İskele: Görevimin ilk senesinde, ilçeye hizmet veren mevcut iskelenin 1983 yılı gelirlerini öğrenmek istedim. 1983 geliri 4 milyon 250 bin lira olarak bana bildirildi. Ankara’ya gidişimde ilgili bakanlığın birimi ile konuyu görüştüm; iskeleye gelen ve giden malların, birimine göre bir bedel ile geminin işgali ve kalış süresine göre ücret alınmasına hiç zam yapılmamış. Ben o günkü duruma göre ücret tarifesinin bedellerini artırdım. 84 yılında, sadece 8 ay içerisinde gelirini 46 milyona çıkardım.
Yapımlar: Çay bahçeleri restore edilerek yeniden yapıldı. 2. kordonun dolgu ve restorasyonunun Gemlik girişindeki tekel binasına kadar olan bölümü bitti. Nezih Bey sonradan tamamladı. 2. kordonun önündeki büyük taşları Mehmet Turgut su basmaması için kendi döneminde koydurdu.
Belediye hizmet binası: Uludağ Üniversitesi’nde benim dönemimde mimarlık-mühendislik fakülteleri yoktu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörü Sn. Yılmaz Büyükerşen Bey’den randevu aldım. Bu 3 tesisin (Belediye hizmet binası, 2. kordon ve çay bahçeleri) planlarını üniversite fonlarından yaptırılmasını talep ettim. Teklifimi Sn. Rektör olumlu buldu ve ilgili elemanları bu sahaların tespiti için ilçeye gönderdi. Planlar, yerinde yapılan inceleme sonunda üniversite elemanları tarafından yapılmış oldu. “Planları değiştirme, istediğin malzemeyi kullan” dediler. Belediye hizmet binasının taban alanı 2400 metrekare olup; zeminde 30 adet iş yeri, belediye meclis üyeleri için toplantı salonu, binada yeterli miktarda bürolar, arşiv ve 1000 kişilik düğün salonu yaptırdık. Yine binaya 50 araçlık kapalı, 50 araçlık da açık; 100 araçlık otopark yapıldı.
Hastane: Göreve geldiğim ilk sene, halkımızın özlemini çektiği hastane için “Hastane Yaptırma Derneği” kurmuştum. Derneğe benim başkanlığımda; Sn. Mehmet Turgut, Sağlık Ocakları Grup Başkanı Sn. Profesör Dr. Özdemir Gülesen Bey, bir ara Borusan Genel Müdürü Emekli Hava Tuğgeneral Sn. Şükrü Özuçucu, Ankara Odalar Birliği Yönetim Kurulu’nda görevli olan Sn. Tevfik Solaksubaşı, Marmarabirlik Yönetim Kurulu Üyesi ilçemiz temsilcisi Sn. Vedat Çırpan, Sn. Avukat Teoman Ekim ile birlikte 7 kişi kurduk. Particilik yapmadık. Yapım ihale projesini Sağlık Bakanlığı teknik elemanları yaptı. Yapım ihalesini Osman Doğan aldı. Daha sonra Şükrü Paşa, Borusan’daki görevinden ayrılınca yerine Sn. Hasan Başaran’ı getirdik.
Hastane yeri olarak Orhaniye Mahallesi’nde hazineye ait 16 dekar saha vardı. Dernek olarak bazı kişilerden 5 dekar da biz aldık. İlçemizdeki Mimar Cemal Aydın Aybey’e, şimdilik 100 yataklı, ileriye dönük 200 yataklı olmak üzere plan proje yapma görevini verdik. 85 yılının ilk ayları idi; aynı senenin Mayıs ayında, Sağlık Bakanlığı’ndan ilçemizdeki Sağlık Ocakları Grup Başkanlığı’na “Gemlik nüfusu hızla artan ilçelerimizden biridir. Belediye yer temin eder ise 25 yataklı tedavi merkezi yapalım” diye bildirilmiş, Sn. Hocam bana geldi. Ben “O yazıyı bana gönderin. Şu an bakanlığın istediği yer olarak Terme Oteli’nin olduğu, banyo kısmı hariç olmak üzere olumlu rapor verin; orayı hastane yapalım” teklifinde bulundum. Verdikleri olumlu rapor üzerine, Sağlık Bakanlığı teknik elemanlarını gönderdi. Tadilat projesi yaptılar. O proje üzerine ilk olarak 65 yataklı hastane yaparak hizmete açtık. Bilahare bahçesine taban alanı 180 metrekare ve 4 kat özellikleri ile idare binası ve poliklinikler yaptırdık. Boş olan odalara da yatak ilave edilerek hastaneyi 65’ten 75 yatağa çıkardık. Hastanemizin açılışına o günün Sağlık Bakanı Sn. Halil Şıvgın, milletvekillerimiz, Valimiz, Uludağ Üniversitesi Rektörümüz, tüm ilgililer gelmişlerdi. Cemal Aydın Aybey’e verdiğimiz görevi de durdurmuş olduk.
Çevre yolu Muammer Ağım Hastanesi yapılmadan önce geçti.
Gemport Limanı yapılırken Sn. Muammer Bey bana söz verdi. “Hastane, okul her türlü yatırımı Gemlik’e yapacağım. 1 milyon 300 bin dolar ayırdım” dedi.
Poliklinikler: Poliklinikler sıkışıklığa neden olduğu için mevcut sahaya ayrı bir bina yapılması gerekiyordu. Bursa Valiliği tarafından 2 kat plan proje yapıldı. Gelen ödenek tek kat üzerine idi. İkinci katın yapılması için biz dernek olarak müracaat ettik. Derneğimizde mevcut olan 400 bin TL ile müteahhitle anlaşarak 2. katın kaba inşaatını yaptırmış olduk. İnşaat bitiminde mevcut hastanenin idari kısmı ve poliklinikleri yeni binaya taşındı. Poliklinikler yeni binaya taşınınca boşalan bölümlere 30 yatak daha ilave oldu. Dolayısı ile yatak kapasitesi 100’den 130’a çıkarak 130 yataklı hastanemiz oldu. Muammer Bey vefat etti. Şimdi eski hastane atıl halde. Arsa hazineye ait, hastanenin yola bakan kısmı bizim arsa sınırında. Özel hastane, her şey olur. Yeni yapılan hastane 250 yatak. Gemlik’in donanımlı bir özel hastaneye ihtiyacı var. Gemlik 30 sene sonra ne olacak? Orhangazi’de özel hastane var ve oradan doktorlar geliyor. Atakent Hastanesi poliklinik olarak hizmet vermekte.
Polis Derneği: Polis Derneği’nin yerini Sn. Şahap Bey vermiş. Benim dönemimde temel atıldı, bina yapıldı. Tefriş yok; komiserlikti, müdürlük oldu. Araba yok, fotokopi makinesi bile yok. Her şeyi biz aldık, tefrişi dernek olarak yaptık. Emniyet Müdürünün odasını ve diğer odaların tefrişini yaptık. Önce omuz kamerası aldık, telsiz, el kamerası aldık, onlar alır biz parayı öderdik. Üzeyir Bey zamanında sıfır Ford minibüs aldık. Müdür Nedret Bey zamanında fabrikadan Renault taksi aldık. Müdür Salih Bey zamanında 2 adet Doblo araba aldık, Müdür Ali Kemal Bey zamanında bir Doblo araba, toplamda 5 adet araba aldık. Bunların bir de bakım masrafları var. Bu paraları derneğin mühürlü imzalı makbuzu ile alıyorduk, derneğin Vakıflar Bankası’ndaki hesabına yatıyordu. Hastane Derneği de, Polis Derneği de öyle. Bu paraları araba, plaka bağış, ithalat ihracat bağışları, silah araba ruhsatları karşılığında, imza mukabili alıyor, takip ediyorduk. Esas para limandan; ithalat ve ihracattan geliyordu. Eski Emniyet binası Gemlik’in en sağlam binasıydı.
Gemlik Üniversitesi Yaptırma- Koruma Yaşatma Derneği’ni 32 arkadaşla kurduk. Asım Kocabıyık’ın çok hizmeti var. Politika gene yapmadık. Ben kurucu heyetin senelerce başkanlığını yaptım. Kısa zamanda üye sayısını 132 kişiye çıkardık. Daha sonra başkanlığı Hasan Başaran’a devrettim.
Dernek yeri olarak Gürle Pasajı’nda Borsa vardı; Borsa yeni yerine geçince boşalan bir odasını bize verdi. Fakat daha sonra Borsa, odaların satışını yapınca çıkmak zorunda kaldık. Kurucularımızdan Kemal Akıt kendi iş hanından bir büroyu bize ücretsiz tahsis etti.
Sunğipek Fabrikası kapandı. Üniversite yapılmadan önce Kız Meslek ve Ticaret Lisesi bu araziye yapılmış idi. Asım Kocabıyık, Gemlik’in değeridir bana göre. Hukuk Fakültesi onun sayesinde geldi, o şartla getirdi. Şimdi orada 8 tane önemli yüksekokul var. Oradaki bütün tesisleri Asım Bey yaptı.
Bursa arabalarımız yarım saatte bir kalkıyordu. Fomara’nın oraya gidiyordu fakat yasakladılar. Gemlik-Bursa otobüslerinden Hastane Derneği’ne ve Gemlikspor’a bilet ücretinden 6 (dernek) ve 4 (Gemlikspor) lira olmak üzere 10 lira bağış yapılıyordu.
Borsa: Benim dönemimde geçici yönetim kurulu tayin edildi. Kemal Kılıç başkanlığında yönetim oluşturuldu. Yeri Gürle Pasajı’ndaydı.
Sn. Hakkı Çakır, Sn. Mesut Yılmaz ile.
Çöp sorunu: Göreve geldiğimde çöp sorunu da önemliydi. Benden önceki başkan Sn. Şahap Bey, Ilıcaksu mevkiinde belediyeye ait 5 dekarlık bir alana döktürmüş. Bina yoktu. Saha tamamen dolmuş. Çöp için ileriye dönük uygun ve geniş bir saha lazımdı. Yer aramaya başladık. Bir ara ilçemizin çöplerini Bursa Belediyesi’nin Atıcılar mevkiine gönderdim. Orhangazi’nin Gedelek Köyü’ne yakın bir şahsın arazisini uygun bulup yıllık kira ile anlaştık, çöpleri oraya gönderdik. Gedelek sınırına yakın olduğu için şikayet gelmeye başladı. Gedelek Köyü Muhtarına “Bizim ilçeye sınır ama sizin bölgenizde hazineye ait saha var. Sen oraya müsaade et, çöpleri oraya gönderelim. Size yıllık bedel ödeyelim” diye teklifte bulundum. Muhtar ve köy heyeti kabul etti; çöpleri de onlara verdim. Yılın ilk ayında Gedelek Köyü Muhtarlığı fatura gönderiyordu, biz de muhtarlığa ödeme yapıyorduk.
Sn. Hakkı Çakır hayatında sadece 2 defa yazılı konuşma yaptığını söylüyor ve gerçekten anlatımı fevkalade. Onun en önem verdiği hizmetine geldik.
Tarihi gerçeklerle Liman projesi: Sene 1984 Nisan ayı, 15 günlük görevdeyim. Bursa Bisaş Tekstil Sanayi Anonim Şirketi kurucularından ve Bisaş Şirketi Sahibi Sn. Muammer Ağım, genel müdürü ile beni tebriğe geldiler ve Kocaçukur mevkiinde şimdiki liman yerine sentetik bir iplik fabrikası yapmak için onayımı istediler. Bursa’daki hurdalardan çelik ve demir üreten Çemtaş firmasını satın almışlar. Çemtaş firması; doğusunda BP dolum tesisleri, batısında gübre fabrikası olan, 430 metre cepheli, ay şeklinde 103 dekar sahada sentetik iplik fabrikası kurmak için müracaat etmiş. O günkü belediye başkanının da verdiği olumlu cevaba göre firma mevzi imar planında ve fabrikanın plan projesini yaptırıp devletten teşvik de almış, benden temel atma müsaadesi istediler. Benim bunlardan haberim yoktu. Kendilerine yeni göreve geldiğimi ve bu konuyu incelemek istediğimi ilettim, “Tamam” dediler ve müsaade isteyip gittiler. Bir ay sonra genel müdür ile aynı konu için geldiklerinde “Oraya kuracağınız sentetik fabrikasından vazgeçin, ülkemizin ihtiyacı olan limanı yapın, belediye başkanı olarak her türlü kolaylığı göstereyim” teklifinde bulundum. Sn. Muammer Bey ve ekibi fabrika üzerinde ısrar ettiler. Orhangazi ilçesindeki Asil Çelik firması Devlet Planlama Teşkilatı’na yaptığı müracaatta; Gemlik iskelesinin uygun olmadığını, dolayısıyla dış ülkelerden büyük gemilerle hurda malzemeleri getiremediklerinden maliyetlerinin yüksek olduğunu bildirmiş, Devlet Planlama Teşkilatı Başkan Yardımcısı bu konuyu yerinde incelemek için Bursa’ya gelmiş. Valimiz Sn. Zekai Gümüşdiş Bey ile ben de iştirak ederek üçümüz bölgeyi gezdik. Fabrika sahası olarak istenilen yerin, liman için en uygun yer olduğu kanaatine varıldı. Başkan Yardımcısı Bursa’da yaptığı toplantıda devlet olarak liman yapmayacaklarını, yapılması istenen limandan hangi firmalar istifade ediyorsa, şirket kurup yapmaları için Bursa Valisine yetki verildiğini ifade etti. O konuşmada Sn. Valimiz, Özel İdare olarak “Ben de şirkete ortak olurum” dediler. Sn. Vali bizim mevcut iskelenin hitap ettiği Bursa, Bilecik, Eskişehir dahil, sanayi kuruluşlarına liman için kurulacak şirkete ortak olup olmayacaklarını teklif ettiğinde, örneğin Asil Çelik “Evet” diyor, Ormo fabrikası “Hayır” diyor, Bursa’daki çimento fabrikası “Evet” diyor, Cavit Çağlar’ın firması “Hayır” diyor. Sayın Vali 3-4 ayda bir toplantı yapıp bilgi veriyordu. Ben bütün toplantılara iştirak ettim, konuşulanları dinledim. Uzun müddet konuşmadım. Çünkü planları ilgili bakanlık yapıyordu ve benim fabrika planını değiştirmem o gün için mümkün değildi.
1986 senesinin kasım ayında plan yapma yetkileri belediyelere verildi. Ben o günü bekledim. 86 yılının kasım ayında yapılan toplantıda söz aldım. Konu hakkında 1984-85-86 Kasım ayına kadar hiçbir netice alınmadığını ifade ettim. Ve konuşmamda oraya katiyen fabrika yaptırmayacağımı, bana liman lazım olduğunu söyledim. Sn. Valim “Nasıl Yapacaksın?” deyince, “Önce zatıalinizin desteğini bekliyorum. Gerekirse ortak olduğum Tibel Oteli ve Terme Oteli’ni satıp belediye olarak yaparım” diye cevap verdim. Benim bütün gayem; oraya liman yapılmasıydı. Toplantıda, firmanın avukatlar kadrosu da vardı. Limana “Peki” demeleri için böyle davrandım. Sn. Valimiz, “Başkan son kararını açıkladı. Bundan sonra toplantı falan yapmam” dediler.
Ben 86 yılının aralık ayında belediye meclisini olağanüstü topladım. Fabrika sahasını planda liman olarak değiştirdim. Kamulaştırma için devletten kredi ve borç almadan, kendi imkanlarımızla bedelini temin ettim. Kamulaştırma bedelini de firmanın banka hesabına yatırdım. Firma bunun üzerine planın ve kamulaştırmanın iptali için Bursa Bölge İdari Mahkemesi’ne dava açtı. Mahkeme, mahallinde inceleme yapmak için karar almış ve İstanbul Üniversitesi ile Mimar Sinan Üniversitesi’nden 3 profesör bilirkişi olarak mahkeme heyeti ile keşif anında bulundu. Ben kendilerine, sadece gerekli bilgiyi verdim. Bir müddet sonra bilirkişi raporları mahkeme ve belediyeye geldiğinde; denize yapılacak büyük dolgu ve masraflara rağmen, su derinliği 5 metreyi geçmeyeceği anlaşıldığından, liman yapılır ise 2.750 tonluk kosterlerden başka gemilerin yanaşamayacağını ifade etmişler. (Denizcilikte 3.000 tondan aşağıya yük taşıyan gemilere koster adı verilir) Benim bu kesin tutumum karşısında firma, Bursa Olay ve Hakimiyet gazetelerinde sayfalar dolusu ilan vererek, senelerce reddettiği liman yapmaya talip olduğunu ilan etmeye başladı. Başbakanımız Sn. Özal İstanbul’dan Londra’ya giderken havalimanında Sn. Muammer Ağım limanı yapmaya talip olduğunu talep ediyor, Başbakanımızı selametlemek için o gün yanında bulunan devlet bakanlarından Sn. Ahmet Karaevli’ye “Belediye Başkanı ile görüş bu işi hallet” demişler. Sn. Bakan bana telefon ederek gün ve saatini verdi ve bakanlıkta beklediğini ifade etti. Aynı fikirde olduğumuz İlçe Başkanımız Sn. Hasan Başaran ile birlikte Ankara’ya gittik. Milletvekillerimizden Sn. Kemal Yürek ile Sn. Memduh Gökçen’i alarak bakanı ziyaret ettik. Gittiğimizde bakanın yanında Sn. Mustafa Taşar ile milletvekillerinden Sn. Lütfullah Kayalar vardı. Sn. Bakan “Bizim görüşümüzü almadan neden limana karşı çıkıyorsun?” diye bana hitapta bulundu. Ben de kendilerine “Önce bizi dinleyin, sonra çıkışınızı yapın” diye cevap verdim. Sn. Bakan bizi dinledikten sonra “Bu konu benim boyutumu aşar” diye cevap verdi. Sn. Özal Londra dönüşünde konuyu öğrenince beni aradılar, “Başkan, limana karşı çıkma” dediler. Ben de “Sn. Başbakanım, ilk günden beri limanı isteyen, İlçe Başkanımız ile benim” dedim.
Bilahare şirketi kurduk. Ben kamulaştırdığım sahayı hisse olarak vermeyi kabul ettim ve Gemport’tan belediye adına %25 hisse aldım. Firma ile anlaşmamızda; şirketin her sermaye artışında belediyenin müşkül duruma düşmemesi için, sermaye artışında belediyeye düşen meblağın yarısını Muammer Ağım’ın Bursa Sanayi Sitesi’ndeki Bisaş firmasının vermesini, verdiği bu bedeli iki sene sonra faiz ve masraf almamak şartıyla 8 taksitte belediyenin ödeyebileceği konusunda anlaşma yaptık. Yine şirketin yönetim kurulunda, zamanın belediye başkanı ile belediyenin seçeceği bir meclis üyesinin bulunma talebimi o günkü yönetim oy birliği ile kabul etti.
Sn. Turgut Özal ve Sn. Hakkı Çakır Gemlik’te
Liman kuruldu ve çalışmalara başladı. Sn. Muammer Ağım -sonradan duyduğuma göre- İş Bankası’ndan 40 milyon dolar kredi almış. Zamanında ödeyemediği için İş Bankası, Muammer Bey’in limanındaki hissesine talip olmuş. O günkü şartlara göre Muammer Bey’den %54 hisseyi 60 milyon dolara almış. Şirketin büyük hissesi İş Bankası’na geçince, İş Bankası limandaki üst kademeyi değiştirdi ve kendi elemanlarını koydu. Sn. Muammer Bey şirketin kazancından hissedarlara para vermedi ama limanın etrafındaki arazileri satın alarak limanın sahasını 103 dekar, denize dolgu 35 dekar; toplam 138 dekarlık sahayı, 700 dekara çıkardı. Benim dönemimde şirket sermaye artışına gitmedi. Benden sonraki Başkan Sn. Nezih Dimili Bey, şirket sermaye artışına gittiğinde belediye hissesini artırmayarak hisseyi %13’e düşürdü. Ben kendilerine “Sn. Başkan, hisseyi düşürme.” diye beyanat verdim. Aradan zaman geçti; Sn. Muammer Bey’in ilk kuruluştaki %75’lik hissesi, %12 artarak %87’ye çıktı. İş Bankası %54’ünü satın alınca Sn. Muammer Bey’in hissesi %33’e düştü. İş Bankası %54 hissesini seneler sonra gübre fabrikasına (Yıldırım firması) -duyduğuma göre- hissesi 4 milyon dolardan toplam 216 milyon dolara satılıyor. Yeni firma Sn. Muammer Bey’in hisselerini de alıp, hisse payını %87’ye çıkarıyor.
Gemlik Belediyesi’nin sahip olduğu yüzde %13’ü almak için sermaye artışına gidiliyor. Ben bunu mahalli basından öğrendiğimde, o günkü Belediye Başkanımız Sayın Refik Yılmaz’a telefon ettim. Bu konu hakkında bilgi vermek istedim ve gittiğimde Gemport’un hangi safhalardan geçerek kurulduğunu anlattım. Bu konu hakkında tanzim ettiğim dosyayı verdim. Başkana, liman sahiplerini tanımadığımı ama sermaye artışına iştirak etmediğiniz takdirde bir sermaye artışına daha gideceklerini, belediyenin zarara sokulacağını anlattım. “Belediyeye ait %13’lük hissenin bir kısmını Bursa Büyükşehir’e devret” dedim ama benim teklifim kabul edilmemiş. Başkan bir komisyon kurmuş ve %13’lük hisseye bir bedel koydurmuş. Komisyon, o gün için 103 milyon 322 bin değer koymuş. Ben konuyu takip ettim. Firma, belediyenin koyduğu bu bedeli kabul ederek %13 hisseye sahip olarak limanın tamamını almış.
Ben bir cuma günü Umurbey’e gitmiştim. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ile Sn. Refik Başkan Umurbey’deydi. Ben de oradaydım. Bu rakamları kendisinden aldım. Bu yılki belediye bütçesini sordum, Sn. Başkan belediye bütçesinin 108 milyon olduğunu söyledi. Şimdi ben soruyorum; “Hangi ilçe belediyesinin kasasında bir senelik para kadar fazladan bütçe olur?”
Sn. Nezih Bey, benden sonra belediyenin hissesini artırsaydı, hisse %25 olacaktı. Bu da yaklaşık artı bir yıllık belediye bütçesi demekti. Ve bunun karşılığında 103 milyon TL kadar belediye kasasında para olacaktı. Refik Bey bu satıştan elde ettiği para ile şirket kurarak Cihatlı Köyü’nde evler yaptı. Her iki şekilde de belediye zarara uğramış oldu.
Şimdi soruyorum; “Liman olmasaydı eğer, serbest bölge olur muydu?”
Belediye Başkanlığı döneminde Askeri Hara’ya gelen Kenan Evren’i Gemlik’e de davet ediyor.
Son olarak ne söylemek istersiniz. Yapılan sizce doğrular ve yanlışlar neler?
Benim dönemimde yapılan belediye binasının yıkılması yanlıştı. Sn. Asım Kocabıyık “Bana yer gösterin, cami yapayım” demişti ama illa orası olsun dememişti. Bina en sağlam binaydı.
Deprem bölgesi olmasına rağmen yüksek katlara müsaade edilmesi, hastanenin atıl olarak kalması, trafik ve otopark sorununun halledilememesi, Gemlik’in nüfusunun, gelirinin çok üstünde çay bahçelerinin yapılması, balık halinin Bursa’ya gitmesi, gereksiz israf, Balıkpazarı kahvelerinin eski halinin bozulması, Tibel’in yerine yapılan cami, AVM binası, eski çarşının yıkılması, Gemlik’in giriş ve çıkışı gibi yapılan sayılacak çok hata Gemlik’i bu hale getirdi.
Gemlik’te yapılması gereken çok proje var. Ben 25 seçim vaadi ile göreve geldim ve hepsini yaptım. Tekrar seçilseydim yapmak istediğim şeyler vardı.
Gemlik’in fen ve teknoloji okulu, sağlık kuruluşu, yaşlı bakım yurdu, ihtiyaç sahiplerinin karnını doyuracağı, gidip bir çorba içeceği aş evi, eğitim alanında ve sosyal alanda birçok ihtiyacı var.
Gemlik’i nasıl bir başkan yönetmeli?
Halkla teması kesmeyen, genç, dinamik, çalışkan ve ufku açık.
Bir zamanlar Çağrı Gazetesi’nde “Hodri Meydan” diyerek cesurca yazılar yazan Sn. Hakkı Çakır’la kısa bir “Anılara Yolculuk” yaptık. Yazılan ve yazılmayan çok şeyi konuştuk. Kendisine çok teşekkür ediyor ve sağlıklı günler diliyorum. Belki bu sütunlarda, belki yeni kitabımda görüşmemizin diğer konularına da yer vereceğim.
Saygılar ve sevgiler.
-
Zelenskiy: “Trump’ı İstanbul’daki görüşmeye davet ettik”
-
Kurban Bayramına Sıkı Tedbirler!
-
Cezaevlerinde Yeni Sistem!
-
Rusya-Ukrayna Barış Görüşmeleri İstanbul’da
-
Türkiye İçin Kritik Uyarı
-
ABD’de Enflasyon Riskleri Artıyor