İSTİKLALDEN İSTİKBALE… FİLİSTİN’İ ANLAMAK…
Bağımsızlık düşüncesi ile 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet, tarih yolculuğundaki varoluş mücadelemizi taçlandıran birlik ve berberlik ruhunun büyük eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu M.Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, yokluklardan çıkardığımız mucizenin adı Cumhuriyetimizin 100. Yılını terörist İsrail devletinin Filistinlilere yaptığı soykırımın gölgesinde kutladık.
Mutluyuz, gururluyuz ve coşkuluyuz. Cumhuriyet’in 100. Yılı Gemlik başta olmak üzere tüm yurtta ve yurt dışı temsilciliklerde düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Gemlik’te akşam sahil boyunca yapılan meşale gösterisi güzeldi. Kutlamalarda dosta güven, düşmana korku dediğimiz en önemli gösteri ise İstanbul Boğazı’nda düzenlenen Türk Donanmamızın geçit töreniydi. Öncelikle Türk Donanmasının tarihindeki en büyük geçit töreniydi. Cumhuriyetimizin 100. Yılında TCG Anadolu başta olmak üzere, boğazdaki akıntıyı düşündüğümüzde 100 gemiyle aynı anda geçit töreni yapması muhteşemdi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak gururlanmamak elde değil. Öncesinde, savaş uçaklarımızın; Türk Yıldızları ve Solo Türk’ün uçuşlarını izledik. Savaş gemilerine havadan 14 savaş uçağı da eşlik ederken, törende 101 pare top atışı gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın devlet erkânı ve komutanlarla birlikte selamlamayı Vahdettin Köşkü’nden yapması dünyaya mesaj niteliğindeydi. 120 yıldır açılmayan siyah sancak açılmış ve komutanların kılıçları kınından çıkmış şekilde poz veriyorlardı. Türk donanması başta olmak üzere savunma sanayinde geldiğimiz nokta, düşmanlarımıza korku salmaya devam ediyor.
Bin yılı Anadolu’da olmak üzere 2 bin 200 yıllık bir devlet anlayışımız var. Fakat 100 yıllık genç bir Cumhuriyetin hepimiz birer mensubuyuz. Cumhuriyetimizin ilk 100 yılını coşku içinde kutlarken 2. yüzyıla ise Türkiye Yüzyılı vurgusu yapıldı. Selçuklu da bizim, Osmanlı da bizimdir. Türkiye Cumhuriyeti de bizimdir. Sultan Alparslan Malazgirt Zaferi ile Anadolu’yu yurt edinmiş, Osman Gazi’nin kurmuş olduğu Osmanlı İmparatorluğu ise 600 yıl boyunca üç kıtayı adaletle yönetmiştir. Milliyetçi akımlarla birlikte Osmanlı parçalanmış, içeriden İttihat ve Terakkicilerle birlikte Abdulhamit Han tahttan indirilmiş ve itilaf devletleri Osmanlı’yı işgal etmişlerdir. Sonrasında 1. Dünya Savaşı ve parçalanan koskoca bir imparatorluk. O günden bugüne Ortadoğu’da bitmeyen kaoslar ve işgaller. “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.” diyen Gazi Mustafa Kemal’in liderliğinde aziz milletimiz; genci, yaşlısı, kadını, erkeği bir bütün olarak zor şartlar ve yokluklar içerisinde, tüm dünyaya Türk Milletinin iradesine hiçbir zaman pranga vurulmayacağını ilan etmiştir. Yüz yıl sonra bile Osmanlı Devleti ile Cumhuriyet arasında süreklilik bağları kurulmasını korku ile karşılamak en hafif hâliyle özgüvensizliktir.
FİLİSTİN’İ ANLAMAK
Cumhuriyetimizin 2. yüzyılının şafağında dünya basınına, sosyal medyaya düşen kahredici görüntüler yürekleri parçalıyor. Anadolu’da ve İslam coğrafyasındaki mazlum milletleri boğmaya çalışan emperyalistler, 100 yıl sonra bugün de aynı şekilde Irak’ı, Afganistan’ı, Libya’yı ve en son Gazze’yi işgal edip kan döküyor. ABD’si, İngiltere’si, Fransa’sı yine birlikteler. Batının canavarlığı olur, vahşeti olur. Katliamları olur, soykırımları olur. Bugün Siyonistlerin, katil İsrail devletinin Gazze’de yaptığı soykırımı iyi okumak lazım. İspanya’da ve Almanya’da Yahudilere soykırım yapılırken Yahudiler Türkiye’ye sığınmışlardı. Ne var ki, o günleri unutmuşlar. Bugün ise ABD ve Batılı devletleri arkasına alarak soykırıma devam ediyorlar. Durumu en çarpıcı biçimde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres dile getirdi: “Hamas saldırılarının durduk yere ortaya çıkmadığının da bilincinde olmalıyız. Filistin halkı 56 yıldır boğucu bir işgale maruz tutuluyor.”
Soykırıma karşı hem Türkiye’deki hem de İslam ülkelerindeki siyasilerden ortak bir ses çıkmıyor. Bunun nedeni de hiç kuşkusuz emperyalizmin geçmişte olduğu gibi bu coğrafyayı içeriden kuşatması, zihinleri işgal etmesi. Bu şekilde düşünenlere Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözünü hatırlatmakta fayda var; “Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı geçecektir.”
Yeni Gemlik Gazetemizin değerli okurları, Milli Mücadele günlerinde olduğu gibi çok kritik ve tarihi bir sürecin eşiğindeyiz. Gazze’de yaşananlar sadece Filistinlileri, Arapları değil, bizi de bölgemizi de hatta dünyayı da yakından ilgilendiriyor. Bölgemizde ciddi bir küresel tehdit olduğunu gösteriyor. Batı Bloku’nun topyekûn Siyonistlerin soykırımına destek vermesi, ABD Başkanı Biden’ın “Türkiye, güvenliğimizi tehdit ediyor” sözleri ve uçak gemilerini Akdeniz’e yığmaları sizce tesadüf mü?
Libya ve Karadağ’da olduğu gibi bugün ise Filistin’de ne işimiz var diyen siyasetçilerimizi anlamakta güçlük çekiyorum. Bir tarafta oyun içinde oyun kuran işgalciler, diğer tarafta oyunlara karşılık veren Türkiye var. Ülkemizdeki siyasetçilerimiz bu anlamda desteklerini vermesi lazım. Tarih şuurumuzu kaybetmeyelim. Şu olmuş, bu olmuş söylemlerini bir tarafa bırakalım. Asıl hedefin Türkiye olduğunu artık görelim. Tarih şuurunu göremeyenlere Milli Mücadele günlerinde Mustafa Kemal Atatürk’ün “Milli sınırlarımız içerisinde özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz. Bu yasal emelimize ulaşmak için uğraşıyoruz. Şu kutsal savaşımlarda ulusumuz, İslam’ın kurtuluşuna, dünya mazlumlarının refahını artırmaya hizmet etmekle gururludur…” ve 23 Temmuz 1921’de Hakimiyeti Milliye Gazetesi’nde “Aynı emperyalist devletler aynı derecede şiddetle Türk’ün de Arap’ın da Anadolu’nun da Suriye’nin de düşmanlarıdır” sözünü hatırlatmakta fayda var. 400 yıl idare ettiğimiz Kudüs’te kayıtlara geçen bir mahalle kavgası bile yaşanmazken, yüzyıldır Batı kontrolünde bulunan Ortadoğu’da kan, gözyaşı ve acı hakim. Filistin’de yaşananlara sessiz kalmayalım. Cumhuriyetimizin 100. Yılında geçmişte yapılan hatalara düşmeyelim. İstiklalden istikbale giden yolu iyi anlayalım. Geçmişimizi bilip geleceğimize umutla bakalım.
-
Rusya’dan Suriye’ye Gözdağı
-
Meteoroloji’den İstanbul’a Uyarı!
-
Sıkıyönetim ilanı Güney Kore’yi karıştırdı!
-
Yenidoğan soruşturmasında 2. dalga operasyonu
-
Mudanya BESAŞ Satış Fabrikası Açıldı
-
İstanbul’da en fazla olayın yaşandığı ilçe belli oldu