Açık

MUSTAFA SADIK BEY VE OĞLU GEMLİK BELEDİYE BAŞKANI HÜSAMETTİN ÖKTEM

| Haber Girişi: 1 Eylül 2024 16:50 | Son Güncelleme: 9 Eylül 2024 16:51 A A

3. CUMHURBAŞKANI CELAL BAYAR’LA İLGİLİ ANILAR

Bengi Çorum’la Söyleşi

Mustafa Sadık Bey, Bulgaristan’ın Makedonya sınırındaki Köstendil şehrinde doğmuş. Babası Mustafa İslam, orada kolağasıymış. (Yüzbaşı ile binbaşı arasında bir askeri rütbe)

Bulgaristan 1876’da bağımsızlığını kazanmadan önce, Osmanlı’ya karşı isyan başlatıyor. Büyük dede (babaannemin dedesi) Mustafa İslam, Bulgar çetelere karşı amansız mücadele ediyor. Çete, oğlu Mustafa Sadık’ı kaçırmak girişiminde bulununca eşi, oğlu ve kızını Üsküp’e kaçırıyor, kendisi de bir çatışmada şehit oluyor. O zaman Sadık Dede 17 yaşındaymış. Demek ki 1859 doğumlu. Mustafa Sadık Üsküp’e yerleşiyor, orada ticaret yapıyor ve babaannemin annesi ile evleniyor. Her zaman biz Arnavut asıllıyız dermiş.

1877- 78 Osmanlı Rus Harbi’nden sonra (93 Harbi) ailesini alıp Türkiye’ye muhacir olarak göç ediyorlar. Babaannem Üsküp’te doğmuş. 1883 göç sırasında, yolda 3.Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın babası Abdullah Fehmi Efendi ile arkadaş oluyorlar. Beraberce evvela Alpullu’ya geliyorlar, sonra orayı beğenmeyip gemiyle göç ediyorlar.  Abdullah Fehmi Efendi, Umurbey Rüştiyesi’ne müdür oluyor. Sadık Dede ise emniyet teşkilatına girip komiser oluyor. Bu arada eşini veremden kaybediyor.

Babaannemi, ninesi ve halası Hatice Hanım büyütmüş. Sadık Dede Gemlik’te komşu oldukları Emine Hanım ile evleniyor. Evlenmeden evvel burada askerlik şubesinin altında bulunan Celalettin Apartmanı’nın yerinde olan evi yaptırmış. Hatta arsası çok büyükmüş, bugün askerlik şubesinin alt bahçesini askeriyeye bağışlamış.

Haremlik ve selamlık kısımları olan 11 odalı evi “Andonia Kalfa” isimli bir Rum usta yapmış. Ev bitince ilk olarak büyük ninemiz Emine Hanım’ın çeyizleri asılmış. Büyük ninem ve üvey kızı Kıymet Hanım babaannem birbirlerini çok sever ve çok anlaşırlardı. Sadık Dede sonra Ziraat Bankası’na girmiş ve Karacabey Şubesi’ne muhasebeci olarak tayin olunca oraya taşınmışlar. Sonra müfettiş olmuş, bütün Anadolu’yu dolaşmış. O zaman Emine Hanım çocuklarıyla Gemlik’te oturmuş. Kardeşlerinin kızlarını köyde kalmasınlar diye yanına almış, kendi çocukları ile birlikte büyütmüşler.

Sadık Bey, Niğde Ziraat Bankası Müdürü olarak tayin olmuş. Tek erkek çocukları Mustafa Hüsamettin Öktem 1908 yılında Niğde’de doğmuş. Babası Ziraat Bankası’na müdür olarak Bursa’ya gelince ilkokulu Bursa’da okumuş. Sadık Bey, Bursa’ya müdür olarak gelince Celal Bayar’ı veznedar olarak yanına almış. Daha sonra Bursa’da “Deutsche Orient Bank” açılınca “Oğlum sen zeki çocuksun, o bankaya geç” demiş ve arkadaşı olan İnegöllü Zade Saffet Bey’in kızı Raşide Hanım ile evlenmelerine aracı olmuş. Dostlukları uzun yıllar devam etmiş.

Bengi Çorum: Solda anneannem Şevket Hanım, sağda Servet Teyzem, ortadaki kız çocuğu annem, Hüsamettin dayım.

Celal Bayar, Başbakan olunca Emine Hanım’ı Ankara’ya davet ederek evinde misafir etmiş. Emine Hanım çok akıllı bir kadındı. Gençliğinde ayak armonikası çalarmış. İpek böceği kozalarını otlarla boyar, onlardan çiçekler yapardı. Kızlarına, torunlarına hep verdi ama kıymetini hiçbirimiz bilip saklayamadık.

Emine Hanım, Çankaya’da Celal Bayar’ın evine misafir olduğu zaman ilk defa Malta eriği yemiş ve çok beğenmiş. Çekirdeklerini getirip Gemlik’teki evinin bahçesine dikmiş. Ev yıkılana kadar bahçede Malta eriği ağacı vardı ve meyve verirdi. Çok neşeli bir kadındı. Biz çocukken gençliğinde izlediği tiyatroları kıyafetler giyer bize oynardı.

Celal Bayar’ın misafiri iken bir akşam sofraya (ne yeniyordu bilmiyorum) kâseler içinde herkesin önüne su konmuş. Büyük ninem düşünmüş “Bu su niye acaba?” diye. Sonra Celal Bayar’a “Celal Bey bunlar cıp cıp tası mı?” demiş, yani el yıkamak için.  O da, “Evet Emine Hanım, çıp çıp tası” demiş.  Anlatırdı biz de gülerdik. Müziğe meraklıydı. Kızları Naime Hanım (Reyhan Çorum’un babaannesi) ve Şevket Hanım’a (Bengi Çorum’un anneannesi) ud dersi için hoca tutulmuş ama ikisi de öğrenememiş. Küçük kardeşleri Servet Hanım (Yazıcıoğlu) onlardan iyi öğrenmiş ve sonra da devam etmiş. Çok güzel ud çalardı.

Sadık Bey, oğlu Hüsamettin ve torunu İsmail Celalettin’i birlikte Bursa’daki Fransız Koleji’ne yazdırmış. Fakat 1919 yılında kalp krizi sonucu vefat edince, büyük damat olarak Mehmet Çorum dedem “Benim bu maaşımla iki çocuğu kolejde okutamam” deyip geri almış, rüştiyede okutmuş.

Emine Hanım, eşinin vefatından sonra Gemlik’teki evine dönmüş.

1959 yılı yazında Celal Bayar’ın eşi Reşide Hanım Umurbey’e gelmiş. O zaman dayımız Hüsamettin Öktem Belediye Başkanı. Gemlik’ten protokol ziyaretlerine gidiyor. Reşide Hanım, dayımıza “Hüsamettin, annen nasıl?” diye sormuş. Dayım “Artık yaşlandı, sokağa çıkamıyor” deyince, “O zaman annene ben giderim” demiş. Dayım, babama telefon etmiş (o zaman evlerde telefonlar yok). Babam eve haber gönderdi, annemler evde yoklardı, onları bulduk eve döndüler. Akşam üzeri Reşide Hanım, Bursa Valisi İhsan Sabri Çağlayangil, milletvekilleri Hüseyin Bayrı, Hilal Gülman, Yaver Mustafa Tayyar daha pek çok kişi bizim eve geldiler. Artık büyük nine ile Reşide Hanım eski günlerini konuştular. Bir ara Reşide Hanım yanındakilere, “Bakın bu evden güneşin batışı ne güzel görünüyor seyredin” dedi. Büyük Nine 1963 yılı eylülde vefat etti.

ESKİ GEMLİK BELEDİYE BAŞKANI HÜSAMETTİN ÖKTEM

Niğde’de 1908 yılında dünyaya gelmiş. Babasının Bursa Ziraat Bankası Müdürlüğü zamanında ilkokulu Bursa’da okumuş. Orta tahsiline başladığı Fransız Koleji’ni babasının vefatı üzerine bırakarak annesi ile Gemlik’e dönmüş ve Rüştiye’ye devam etmiş. Gençlik yıllarında ablası Servet Yazıcıoğlu’nun eşi eniştesinin yanında Bursa’da ticaret ile uğraşmış.

1937 yılında Kütahya Tuğla ve Kiremit Fabrikası’na Ticaret Şefi olarak atanmıştır. 3 yıl burada görev yaptıktan sonra 1941 yılında Gemlik’e dönmüş ve tekrar ticarete atılarak tuhafiye dükkânı açmıştır. Çarşı Meydanı’ndaki dükkânda parfümeri ve tuhafiye ürünleri satmaktaydı. Makara sattığı için “Makaracı Hüsamettin” diye de bilinirdi. Zeytinci Kamuran’ın köşe dükkânı dayımın manifatura dükkânıydı.

Kendini yetiştirmiş, çok popüler, yakışıklı bir adamdı. Bir dans ederdi, vals yapardı herkes hayranlıkla izlerdi. Hüsamettin Öktem kalede.

Aynı yıl tren yolculuğu sırasında tanıştığı ebe hemşire Adanalı Leman Hanım ile evlenmiş, bu evlilikten 1942 yılında tek evlatları Emine Bilge Öktem Kamari dünyaya gelmiştir. Leman Hanım, Cerrahpaşa’da hemşirelik yapmış, evlendikten sonra mesleğini eşinin çalışmasını istememesi nedeni ile bırakmış, yalnız bazı dost ve akrabaların doğumunda bulunmuştur.

Siyasi hayatına Demokrat Parti’nin kuruluş yıllarında Celal Bayar’ın isteği üzerine Dr. Ziya Kaya ile birlikte Gemlik teşkilatının kuruluş çalışmaları ile başlamış. Encümen azalığı, başkan yardımcılığı görevinden sonra 1 Aralık 1953 tarihinde Dr. Ziya Kaya’nın vefatı üzerine Belediye Başkan Vekili olarak görevine devam etmiş, daha sonra yapılan Belediye Başkanlığı seçiminde Başkan seçilmiştir. 1950 -1956 yıllarında bir kez, 1959 -1960 yıllarında ikinci kez Belediye Başkanı olarak görev yapmıştır.

27 Mayıs 1960 ihtilali ile görevden alınarak tutuklanmış, Bursa Işıklar Askeri Lisesi’nde bir süre tutuklu olarak kalmıştır. Daha sonraki yıllarda Adalet Partisi’nin kuruluşu sırasında Gemlik’te parti kurması için yapılan teklifleri sağlığı nedeniyle kabul etmeyerek siyasi hayatına son vermiştir.

Hüsamettin Öktem, Gemlik’te o günler için önemli olan icraatlar yaptı. Bugün AVM olan yerde eski belediye binası ve alt tarafındaki çarşı ile yeni belediye binasının bulunduğu alanda planlı bir pazar yeri yapmıştır. Gemlik’in merkezinde, Solaksubaşı Hamamı’nın yanında yer alan üstü kapalı bu pazar yeri, salı günleri köylerden gelenlerin ve tüm Gemlik’in alışverişini yaptığı, her çeşit esnafın bulunduğu bir yerdi.

Eski yıllarda İstanbul-Gemlik arasında haftada 3 gün yolcu vapuru işler, Gemlik’te iskele olmadığı için açıkta demirler, yolcular motorlarla karaya çıkardı. Daha sonraki yıllarda ise Sunğipek Fabrikası İskelesi’ne yanaşırdı. Hüsamettin Bey zamanında Gemlik’e vapurların yanaşabileceği iskele yapıldı.

Umurbey’e Celal Bayar’ın isteği üzerine Ziraat Bankası tarafından yapılan evler, yine onun gayreti ve çalışmaları ile yapılmıştır. İlk Gemlik- Kumla Karayolunun yapılışı onun eseridir. Eski Ilıca’nın bulunduğu yere kaplıca yapılması onun fikriydi. Otelin temeli atılmış, 27 Mayıs 1960’ta ihtilal ile yarım kalmıştır. Dayım paraya hiç kıymet vermezdi, çok dürüsttü. Belediye Evleri yapılırken ne kendine, ne babama ne de bir akrabasına aldırdı. Eşi Leman Yengem de insanlarla barışıktı.

Maaşına zam yapılmak istenmiş encümende, onu da kabul etmemişti.

Gemlik Gazetesi: “Belediye meclisinin dünkü toplantısında bir üye, değişen geçim şartları ve memur maaşlarına son zam dolayısı ile Belediye Reisi’nin maaşına da (Hiç olmazsa %50 nispetinde) zam yapılmasını teklif etmişse de Öktem, bugünkü maaşının geçimine kifayet ettiği mülahazası ile bu teklifi kabul etmemiştir.”

Yaptıklarının hepsi de Gemlik için büyük ve önemli projelerdi. Görevde olduğu kısa süre içinde bitirilerek Gemlik halkına kazandırıldı. İhtilalde görevinden alınmasa idi, daha da güzel projelere imza atacaktı.

Gemlik’e elektrik sağlayan Sunğipek’in elektrik sözleşmesinde, Esnaf Kefalet Kooperatifi’nin kurularak Halk Bankası’nın ilçemizde açılmasında da etkin hizmeti olmuştur.

Dayım, 09 Haziran 1966 tarihinde vefat etti. Kabri Gemlik Mezarlığındadır.

Yazıcıoğlu Sinemaları açılınca Necmi Dayım onu müdür yaptı. Hayri Rüştü Akyürek aile doktorumuzdu. “İçinde bomba var” demiş, kansermiş. İstanbul Teşvikiye Sağlık Yurdu’nda ameliyat oldu. Bir gün ziyaretine gittim. Dayım yatıyor, yengem başucunda oturuyordu. Dayım “Bir geleyim balkonda kavun, rakı, peynirle oturup denizi seyredeceğim” dedi. Bizim evin balkonundan deniz gözüküyordu. Kulaktaşı’ndaki ev onun da baba eviydi. Onu orada kaybettik. Biz İstanbul’da okuyorduk, Sadık amcam, terzi Abdullah Kaner en iyi arkadaşlarındandı. Türkan Teyze, Leman Yenge dövünüyordu. Ali Onur Abi bizi aldı, Gemlik’e geldik. Gemlik’te cumartesi günü gömüldü. Bazı yakınları mahallemizin hocası Kani Bey’e sordular, o da “Dinen ‘Telkinden sonra şöyle olurmuş, böyle olurmuş’. Bunların hepsi uydurma, inanmayın” dedi. Dayım çok iyi insandı. Eşi, ona çok düşkündü, Leman Yengem dayımı çok severdi. Onun ölümünden sonra çok hastalandı.

Gemlik Gazetesi’nden izlenimler

Hüsamettin Öktem: Reis Hüsamettin Öktem meclisin encümen kararlarına istinaden bir yıl zarfında 8 defa Ankara’ya gittiğini, masraf olarak günlük 26 lira harcırah aldığını, hâlbuki her gece için 30 lira yatak ücreti verdiğini, mevcut faturalarla sabit olduğunu, buna mukabil mesela, İnegöl Belediyesi’nin 100 lira harcırah almakta olduğunu belirtmiştir. İlaveten, “Esasen sıhhi durumum da buna elverişli değildir. Her gidişte harcıraha ilaveten cebimden masraf edişim bana pek tabii ki masraf yüklemektedir. Bilhassa leyli belediye mevzularındaki seyahatleri başka bir arkadaşımın yapmasını rica ediyorum” demiştir.

Hüsamettin Öktem, Nuri, Sabahattin Yazıcıoğlu ve çocukları – Küçük kız Bengi Çorum

Kızı Bilge evlidir; 1971 yılında İstanbul’da evlenmiştir. Önceleri zaman zaman yaz tatili ve ziyaret için geldiği Gemlik’te ikamet etmektedir. Babalarının fotoğraflarını gönderdiler ve babalarının anılmasından mutlu oldular. (Kaynak: Anılarda Yaşarken Gemlik kitabımdan alıntı)

Gemlik Belediyesi’nin bekleme salonunun duvarında Gemlik Belediye Başkanlarının fotoğrafları asılı durur. O dönemleri hatırlayan büyüklerimizden, hakkında sadece övgü duydum. Tam ihtilal döneminde 2. kez Belediye Başkanı seçilmesine rağmen görevini tamamlayamamış.  Dört kız kardeşin en küçüğü olarak ailenin göz bebeği bir belediye başkanının hikayesini kısacık da olsa sizlere sundum. Babamın dedesi, dayısı, anneannesinin de hikayesi; yani benim atalarımın da hikayesi. Halam Bengi Çorum’a çok teşekkür ediyorum.

Köşe Yazıları - 16:50 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.
MKS - Marmara Kimya Sanayi Borusan Liberal