MUTSUZ MUSUN? BELKİ DE YEDİKLERİN YÜZÜNDEN

Merhaba sevgili okuyucular, Bu hafta biraz ruh halimizden konuşalım. Sabah uyanıyorsun, her şey gri… Canın hiçbir şey yapmak istemiyor. Yorgana sarılmış bir şekilde işe gitmek için kalkacak enerjiyi arıyorsun kendinde. İşte tam o anlarda besinlerin gücünü hatırlamak gerek.
Çünkü evet, yediklerimiz sadece bedenimizi değil, ruh halimizi de etkiliyor.
Günümüzde stres, kaygı, uykusuzluk ve hatta depresyon, sadece psikolojik destekle değil; aynı zamanda soframızdaki tabaklarla da ilişkilidir.
Evet, bilim bize diyor ki: “Beynini beslemeden ruhunu iyileştiremezsin.”
İşte bu yüzden, bu yazıda, moralinizi etkileyen besinleri ve psikolojik sağlamlığınızı artırmaya yardımcı olan bir beslenme düzenini konuşacağız.
Besinlerin ruh halimize etkisi temel olarak 3 anahtar bileşen üzerinden işler: serotonin, dopamin ve kortizol.
Serotonin mutluluğun, dopamin motivasyonun, kortizol ise stresin biyolojik temsilcisidir. Serotoninin %90’ından fazlası bağırsaklarımızda sentezlenir. Bu da demektir ki, sağlıklı bir zihin için önce bağırsaklarımızı şefkatle beslemeliyiz.
Mutluluğun Formülü: Triptofan + Omega-3 + Magnezyum!
- Triptofan, serotonin üretimi için gereken bir aminoasit. En çok bulundukları:
Yumurta, süt ürünleri, hindi eti, yulaf - Omega-3 yağ asitleri, depresyon belirtilerinin azalmasında etkili.
Somon, ceviz, keten tohumu, sardalya - Magnezyum, stres anında kasları gevşetir, sinir sistemini dengeler.
Badem, kabak çekirdeği, kakao, ıspanak
Triptofan adlı aminoasit, serotonin sentezinin ön maddesidir. Yumurta, hindi eti, süt ürünleri, yulaf ve muz triptofan açısından zengin kaynaklardır. Omega-3 yağ asitleri ise hem depresyonla savaşta hem de zihinsel berraklıkta güçlüdür. Haftada 2 kez balık (özellikle yağlı balık dediğimiz somon, sardalya), günde 1 avuç ceviz ya da keten tohumu tüketmek önerilir. Ayrıca magnezyum; stresin fizyolojik etkilerini azaltır, sinir sistemini yatıştırır. Ispanak, badem, kabak çekirdeği ve bitter çikolata iyi kaynaklardır.
Bir diğer önemli kavram da bağırsak sağlığı. Abartı diyeceksiniz belki ama bilimin abartısı olmaz! Mutluluğa giden yol gerçekten de bağırsaklarımızdan geçiyor. Yoğurt, kefir gibi probiyotik içeren besinler bağırsak florasını dengeler ve dolaylı yoldan serotonin düzeyini artırır. Liften zengin sebzeler (özellikle enginar, yer elması, brokoli) ise prebiyotik etkileriyle bu sistemi destekliyor.
Bununla birlikte ruh halimizi bozan bazı beslenme alışkanlıklarına da dikkat etmeliyiz. Basit karbonhidratlar (beyaz ekmek, hamur işleri, şekerli atıştırmalıklar) hızlı kan şekeri dalgalanmaları yaratarak hem enerji hem ruh halimizi oynatır.Biz diyetisyenler bunlara “stresi tetikleyenler” diye bir lakap taktık.Yine aşırı kafein alımı, uykusuzluğu tetikleyerek mental sağlığı olumsuz etkileyebilir.
Psikolojik iyi oluşun bir parçası da yemekle kurduğumuz ilişkidir. Yemek saatlerini bir görev gibi değil, bir “kendine bakım anı” olarak değerlendirmek; farkındalıkla, yavaşça ve özellikle şükrederek yemek serotonin üretimini ciddi seviyede destekler. Tüm bunları bir rutine bağlayıp yapmak ise biyolojik ritmi desteklemek için çok çok önemli. Gün içinde birkaç dakika nefes egzersizi yapmak, hareket etmek ve su içmeyi unutmamak da beslenme kadar etkilidir.
Unutmayın, iyi hissetmenin yolu sadece psikolojiden değil; renkli tabaktan, bağırsaktan, hücreden geçer. Ruhunuzu iyileştirmek için önce bedeninizi besleyin.
Sağlıklı, keyifli ve dengeli günlerde görüşmek üzere.
-
Bursa’nın 7 Yıllık Hasreti Son Buldu
-
Bursa’da Orman Yangınlarına Tepki Büyüyor
-
Afrika ve Basra sıcaklarının ikinci dalgası yolda
-
3 ilde alevlerle mücadele!
-
Minguzzi ailesini tehdit eden şüpheli yakalandı
-
Erdoğan’dan ABD Planlarına Kesin Red