NEREDEN NEREYE – 3
Eski Gemlik’te nerdeyse herkesin takıldığı arkadaş grupları vardı. Bazen arkadaş buluşmaları bazen de zihinsel, takip gerektiren iskambil oyunları oynanırdı.
Balıkpazarı’nda her kahvehanenin müdavimleri bile ayrı ayrıydı. Gürcü Mehmet’in kahvesi Şengül Bakkal’ın karşısındaydı. Çakıcı’nın kahvesi, Abdürrahim’in kahvesi, Hafız’ın kahvesi… Bir de Balıkpazarı Camii’nin yanında Ferit Uslu’nun sabahçı kahvesi vardı.
Sabahçı kahvesinin özelliği müdavimlerinin balıkçılar olmasıydı. Genelde balık avına çıkan manyetler ya Balıkpazarı kumsalına yanaşır ya da geceden atılan ağlar sabaha karşı yine o kumsaldan kolon çekilirdi.
Balıkpazarı bahçesinin ortasında havuzu olan iki tane kahvehane vardı. Kesinlikle o kahvelerin bulunduğu aralıklardan bayanlar geçmezdi.
Bir de İskele Meydanı’nda eski liman lokantasının arkasında bulunan, bahçesinde yine havuzu olan bir sabahçı kahvehanesi daha vardı. Burası da Arnavut Şükrü’nün kahvesiydi. Bu mekâna genelde taksiciler ve biraz daha ekâbir takımı veya İstanbul’a gemiyle yük gönderecekler takılırdı.
Tabii ki, bir de bu günlerde bile adres tarif ederken çokça kullandığımız eski Fabrika Evleri’nin sonunda Eski Pazar Caddesi’nde bulunan İsa’nın kahvesi genelde o bölge insanlarına hitap eder.
Orhangazi Caddesi’nde karşılıklı iki kahvehane vardı ki, yine yol ve adres tarif ederken kullanılırdı; Çifte Kahveler. Bakın ne de güzel; kişilere ve müşterilerine özel kahvehaneler.
Gemlik’te gazino kültürü ilk defa 1960 yıllarında başladı. Sadece yaz günleri vardı. Bursa’dan gelen biri tarafından mayıs ayında, şimdiki Zeytin Dalı Meydanı’na tahtadan baraka içine çay ocağı yapılıp tahta sandalye ve masalar dizilir, eylül ayına kadar deniz kenarında mutlu çay keyifleri yapılırdı.
Şirin Sineması’nın müşteri potansiyelini Balıkpazarı’ndan İskele mevkiine çekmesiyle Gemlik’in merkezinin de değişmesine neden oldu. Ve 1970’li yılların ortasında zamanın Evin Restoran’ının kapanmasıyla daimî olarak Milton Gazinosu, Güray Gençünal, Anbargo Mehmet ile kapalı mekân gazinolar devri başlamış oldu.
O zamanlar her kahvehanenin kendine has özelliği müşterileri varken bugün güzelim sahil şeridinde ve iç kesimlerde çeşitli -güya- hemşehri dernekleri adı altında, hiç bir aktivitesi olmayan, sadece ticaret amaçlı, seçim dönemi kozlarını kullanmaya çalışan, bence -istisnalar hariç- kumarhaneler çoğaldı.
Hani bir atasözümüz var;
GÖNÜL NE KAHVE İSTER, NE KAHVEHANE,
GÖNÜL BİR DOST İSTER KAHVE BAHANE.
Ben eski günlerde olan her şeyi özlüyorum.
Ya siz?
-
Rusya’dan Suriye’ye Gözdağı
-
Meteoroloji’den İstanbul’a Uyarı!
-
Sıkıyönetim ilanı Güney Kore’yi karıştırdı!
-
Yenidoğan soruşturmasında 2. dalga operasyonu
-
Mudanya BESAŞ Satış Fabrikası Açıldı
-
İstanbul’da en fazla olayın yaşandığı ilçe belli oldu