UNUTULAN GEMLİK!

Merhaba. Öncelikle 24 Kasım “öğretmenler gününü” kutluyorum. Vee, bir öğretmen çocuğu olarak, eğitimin eski haline dönmesini istiyorum.

Eğitimcilerin eskiden olduğu gibi tek derdi, hayata kazandıracakları başarılı gençleri yetişmek olmalı. Onun için siyasiler eğitimden elini, eteğini çekmeli. Eğitimi, eğitimcilere bırakmalılar.

Eğitimcilerin derdi geçinmek değil, eğitmek olmalı. Tüm hakları verilmeli.

Toplumda son zamanlarda artan ya da basına daha çok yansıyan kadın, çocuk ölümlerine karşı büyük bir nefret oluştu. Tüm yurtta olduğu gibi ilçemizde de çeşitli şekilde “Şiddet” konulu etkinlikler yapıldı. Bir haftadır “Kadına karşı şiddete hayır” programları Gemlik’te gündem oluşturuyor.

İlk program Gemlik Kadın Girişimciler Derneği’nin yapmış olduğu, başarılı bir paneldi. Kutluyorum.

Bu dernek yeni kurulmuş olmasına rağmen adından sıkça söz ettiriyor. Bir yandan oluşumunu gerçekleştirirken, sadece dernek faaliyetleri ile değil, ilçenin sosyal ve kültürel konularında da etkili olacaklarının izlenimini veriyor.

Gemlik Belediyesi teknik arıza nedeni ile son gün programdan çekilmesine rağmen, bir günde programı yeniden organize ederek gerçekleştirdiler ve 150 kişiyi aşkın bir topluluğu 2.5 saat bir arada tutarak konuşmacıları dinletebildiler. Kios TV’nin katkıları ile bilgilendirici sunumların olduğu, soru cevap şeklinde soruların konuşmacılara sorulduğu samimi ve güzel bir etkinlikti.

Gemlik Kent Konseyi’nin yürüyüş ve basın açıklaması, Kardelenler Derneği’nin basın açıklaması ve sonunda Onur Marketler sponsorluğunda acil alarm cihazı dağıtması, MHP’nin KADES’i tanıtması, Emniyet’in KADES ile ilgili dağıttığı karanfil ve broşürler, yine bugünün anlamına dikkat çeken projelerdi. Emek veren herkesin emeğine sağlık.

Ama gönül şunu isterdi; hiç olmasa, bu tüm Türkiye’de gündem olan konu için tüm kurum ve kuruluşlar, STK’lar bir araya gelip daha güzel, başarılı, daha çok kişinin katkı sağladığı bir program düzenleyebilselerdi.

Toplumda duyarlı kişiler belli; her yerde aynı yüzler, aynı insanlar. Maalesef halk yapması gerekene uzak duruyor. Birlikten doğan ses daha gür ve güçlü çıkar, daha anlamlı olurdu.

Kent Konseyi bu birleşmeyi sağlayabilmiş midir?
Yürüyüşe katılan az sayıda STK’lara bakılırsa; Hayır!

Halktan kişilere bakılırsa; Hayır!

Gemlik Belediyesi bu konuda yapması gerekeni yapabilmiş midir? Bence hayır!

120 bini aşkın ilçemizde 100-150 kişilik katılımlar bizleri üzüyor. İnşallah bu gibi sosyal projeler ve Gemlik sorunlarının çözümü için birlik beraberlik içinde çalışmalar olur.

Kafama takılan bir konu; başkanlık sistemi ile yönetiliyoruz. 600 milletvekiline neden ihtiyacımız var? Bir milletvekilinin devlete maliyeti ne kadar?

Belediye meclis üyeleri, muhtarlar, il genel meclis üyeleri ve belediye başkanları hepsi de seçimle geliyor. Görevleri, seçildikleri il veya ilçeyi her anlamda en iyi şekilde yönetmek. Seçildikleri bölge için mücadele edip sorumluluk almak. Görev süreleri bittiğinde tüm haklarını yeni seçilenlere devredip sıradan kişiler oluyorlar.

Fakat kısa bir dönem milletvekilliği yapan kişinin yükünü ölene kadar sırtımızda taşıyoruz. Artık bu durumun gözden geçirilmesi gerekmiyor mu?

Devlette her sektörde çalışan işçi, memur ve her türlü kişi uzun yıllar çalışıp prim ödüyor ve üç kuruşla geçinmeye çalışıyorken, bu haksız durum ne derece doğru? Yeterince bakan ve milletvekili ile daha güzel yönetilebiliriz. Dünya ülkelerinde örnekleri var. Maalesef karar organı yine bu kişiler olduğuna göre, tersi bir karar almak, kanun değişikliğine gitmek kimsenin işine gelmeyecektir.

Gelelim kendi Gemlik meclisimize…

Sekiz aydır kavgadan, genel siyasetten başka bir şey görmüyoruz. Kasım Ayı Belediye Meclis Oturumu eylemlerle geçti. Siyasi tartışmaların yapıldığı ve halka yansıyan görüntülerle de gündem olan, hoş olmayan şeyler izledik. Peki, Gemlik’in sorunlarını, acil çözüm bekleyen konularını nerede konuşup çözüm üreteceğiz?

STK başkanları, siyasi parti başkanları, oda başkanları, kurumlar açılışlarda sarmaş dolaşlar. Her yemekte, açılışta aynı kişiler bir araya geliyorlar. Hepsini de sanırsınız ki, canciğer kuzu sarması! Yalnız olduklarında hepsi birbirine veryansın!

Yerel basında, sosyal medyada bu kişilerin “Al gülüm, ver gülüm” demeçleri yer buluyor. Havada sözler, göndermeler uçuşuyor. Fısıltı gazeteleri ağızdan ağıza okunuyor.
Ama hiçbir şeyde çözüm yok!

Ortada yapılan bir şey yok!

Kimse bütün bu olaylardan ders çıkarmıyor, üstüne almıyor. Sanki sadece sıfat ve görüntü için seçilmişler. Tabii, az da olsa çalışan, mücadele eden, çırpınan, başkan ve yöneticileri ayrı tutuyorum. Zaten onları herkes görüp taktir ediyor. Şov yapanla gerçekten taşın altına elini samimiyetle koyan belli oluyor.

Artık, zamanın çok çabuk geçtiği şu ahir zamanda herkesin şapkasını önüne koyması gerekiyor. Uykudan uyanmaları gerekiyor. Bu kişiler şunu unutmamalı; Gemlik küçük bir yer, süre dolup sade vatandaş olduklarında da yaşayacakları yer burası.

İnsanlar saygı ve sevgi ile anıyor mu seni? Yanından geçerken selam yerine görmezden mi geliyor? Tıpkı bir zamanlar senin yaptığın gibi. Ya da yaptıkların, bıraktığın eserler konuşuluyor mu hala? Sen ne olsun istiyordun bu makam, mevkiye gelirken? İşte bunu sorgulamalısın.

Soğukların baş gösterdiği şu günlerde sessiz canları unutmayalım, sokaktaki canlara sahip çıkalım.

Kalesinde gol görmeden bol goller, güzel futbolu ile içimizi ısıtan Gemlikspor’u yürekten kutluyorum. Başarılarınız daimî olsun inşallah.

Kumlaspor’u, Umurspor’u da başarılarından dolayı tebrik ediyorum.

Bu hafta bu kadar dostlar. Sıcak, başarılı, kardeşçe, birlik içindeki günlere.

Hoşça kalın. Dostça kalın.