Açık

MÜSİLAJ GERİ GELİYOR

| Haber Girişi: 23 Şubat 2025 13:42 | Son Güncelleme: 23 Şubat 2025 14:03 A A

Gemlik Kent Konseyi, Bursa Kent Konseyi Çevre Meclisi ve DoğaDer ile birlikte Gemlik’in çevre sorunlarını akademisyenler ile birlikte masaya yatırdı. Sabah saatlerinde Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın katılımı ile Gemlik Körfezi’nde dalış yapılarak müsilaj görüntüleri kaydedildi. Sonrasında ekip, siyah renkte akan ve koku yayan Karsak Deresi üzerinde incelemelerde bulunarak akşam saatlerinde bir panel düzenledi.

“KARSAK DERESİ”NDE YAŞAM BELİRTİSİ YOK”

Panelin açılış konuşmasını Gemlik Kent Konseyi Başkanı Sedat Akkuş gerçekleştirdi. Akkuş konuşmasında, “Gemlik’in çevre sorunları dediğimizde aklımıza öncelikle Karsak Deresi ve 2021 yılında ilk defa hayatımıza giren müsilaj sorunu geliyor. Yıllardır süre gelen ihmaller ve denetimsizlikler yüzünden çocukluğumuzda yüzdüğümüz, balık tutup yediğimiz Karsak Deresi’nin yanından geçerken, şimdilerde utancımızdan dönüp bakamıyoruz bile. 3 gün önce beyaz akan, dün onu kirletenlerin vicdanı gibi simsiyah akan Karsak Deresi’ni temizlemek artık bizler için çevresel bir olaydan çok insanı bir mesele haline gelmiştir. Çünkü bu derenin kirliliği, birazlan Mustafa Sarı hocam anlatacak, 30 milyondan fazla insana ev sahipliği yapan Marmara Denizi’nde müsilaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Ve bu sorun yalnızca belediyelerin meselesi değil; bir arıtma tesisi bile bulunmayan zeytin işletmelerinin, turşu fabrikalarının, sanayinin ve topyekün Gemlik halkının sorunudur. Şunu iyi bilmeliyiz arkadaşlar; ne Karsak Deresi ne de Gemlik Körfezi bizim değil; çoçuklarımızın, torunlarımızın gelecek nesillerin mirasıdır bize düşen ise o mirası korumaktır” dedi.

Yerel yönetimlerin kent konseyleri ile iş birliği içinde olmasını çok önemsediklerini vurgulayan Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof.Dr. Ertuğrul Aksoy ise şöyle konuştu:
“26 Şubat’ta Nilüfer Çayı için İnkaya’daydık. ‘Dünya Sulak Alanlar Günü’nde İznik Gölü’ne dikkat çektik. Bugün de üçüncü çevre çalışmamızı Gemlik Kent Konseyi öncülüğünde ‘Karsak Deresi ve Müsilaj’ başlığı ile burada düzenliyoruz. Doğamızı, toprağımızı, havamızı koruma mücadelemize durmadan devam edeceğiz.”

“MARMARA DENİZİ DOĞUŞTAN ASTIMLI BİR ÇOCUK GİBİ”

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mustafa Sarı, müsilajın tanımını yaptıktan sonra, ortaya çıkmasındaki temel nedenin azot ve fosfor dengesinin bozulması olduğunu açıkladı. Sarı, “Biz müsilaj yüzeye çıkıncaya kadar yok sayarız. Müsilaj yüzeyi kapsayacak ki, ondan sonra müsilaja var diyelim” sözleriyle 2021 ve 2025 yılındaki videoları gösterdi. Bugün Gemlik Körfezi’nde arkadaşların dalış yaptığını ve müsilajın denizde örümcek ağı gibi oluştuğunun görüldüğünü belirten Sarı, yüzeye çıkan müsilajın toplam müsilajın binde biri bile olmadığını söyledi. Sarı, müsilajın deniz yüzeyi sıcaklığının ortalamadan fazla olması ve kirliliğin yüksek olması nedeniyle yüzeye çıktığını vurguladı.

Marmara Denizi’nin 11 bin 350 metrekarelik yüzey alanı olduğunu hatırlatan Sarı, “Marmara Denizi doğuştan astımlı bir çocuk gibi. Atık hiçbir yere gitmez. 50 yıldır başkanlar, valiler, hükümetler değişti, Marmara’nın altına gönderdiğimiz atık miktarı çok değişmedi. Sonuç; müsilaj” diye konuştu.

TURİZMCİYE KÖTÜ HABER

Müsilajın ekolojik ve ekonomik etkisinin olduğunu ifade eden Prof.Dr. Mustafa Sarı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Denizin dibi dediğimiz yer bir yaşam alanı. Mercanlar, müsilajdan önce pırıl pırılken müsilajdan sonra etkilendi. Deniz çayırlarını müsilaj battaniye gibi örttüğünde yüzde 15 civarında kayıp ortaya çıktı. Midye çiftlikleri etkileniyor. Yüzde 30 civarında kayıp yaşanıyor. Turizm etkileniyor. Hiç kimse müsilajla kaplı bir yere gelmeyecek. Nisan ayından itibaren müsilaj yüzeye çıkacak. O zaman bu turizm tesisleri boş kalacak.”

“KARSAK DERESİ’NDE CANLI YAŞAYAMAZ” 

Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Saadet Hacısalihoğlu ise, İznik Gölü ve Karsak Deresi etrafında bulunan tekstil, demir-çelik, gıda sanayi ve otomotiv yan sanayii tesislerinin oluşturduğu atık suların Karsak Deresi aracılığıyla Gemlik Körfezi’ne boşaltıldığını kaydetti. Karsak Deresi’nde oksijen seviyesinin 0,5 mg/L olarak ölçüldüğünü açıklayan Hacısalihoğlu, bu seviyede canlıların yaşayamayacağını dile getirdi. Geçtiğimiz günlerde Karsak Deresi’nin beyaz renkte aktığını vurgulayan Hacısalihoğlu, bunun sanayi kaynaklı atıklar yüzünden olduğunu belirtti. Hacısalihoğlu, çözüm önerisi olarak sanayi kuruluşlarına ileri düzeyde arıtma zorunluluğu getirilip çok sıkı denetimlere tabi tutulması gerektiğini sözlerine ekledi.

“ZEYTİN KARASUYU ARITILMASI ZOR BİR MADDE”

Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Taner Yonar da bölgede bulunan organize sanayi bölgelerine dikkat çekti. Yonar, “Bursa’da çevre sorunlarını ele alırken aslında tek bir dünyamız olduğunu ve onu da bizlerin kirlettiğini unutmamalıyız. Marmara Bölgesi’ndeki OSB sayısı Türkiye’deki OSB’lerin %22’sini oluşturuyor. Bu durum hem Nilüfer Çayı, hem Karsak Deresi hem de Marmara Denizi’nde gerekli arıtmalar ve proaktif önlemler alınmadığı sürece büyük tehdit oluşturuyor. Karsak Deresi özelinde zeytin karasuyu sıklıkla görülüyor. Zeytin karasuyu biz çevre mühendisleri açısından arıtılması en zor maddelerden biridir” şeklinde konuştu.

Diğer - 13:42 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.
MKS - Marmara Kimya Sanayi Borusan Liberal