ÖNCELİKLE MERHABA
Mustafa Kemal Atatürk, “ Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür” diyerek, kültüre ne kadar önem verdiğini göstermiştir. Yazılı basın olarak ilçemizde yeni bir gazetenin çıkacak olması çok sevindirici. Umarım uzun süreli, hayırlı bir başlangıç olur.
2022 Yılı sonlarında yayınlanan; araştırmalarımdan derlediğim 5 ciltten oluşan “Anılarda Yaşarken Gemlik” kitaplarımdan sonra, tarihçi yazar Kadriye Komit ile hazırladığımız “Atatürk’ün Gemlik’e Armağanı Sunğipek” kitabımız da, siz bu gazeteyi okuduğunuz günlerde çıkmış olacak.
Bir araştırmamız daha var. Gemlik’in köyleri. Köylerimizi çok önemsiyorum. Çünkü “Kendi kültürü ile ilgisi olmayan insan ülkesinin yabancısıdır” sözüne katılıyorum ve ilçemizde yaşayan birçok kişinin de kökü köylerden gelmekte. Elbette bir kitap kadar geniş yer vermek mümkün değil. Kısaca bir köyümüzü hatırlatmış olalım.
Aralık ayının son günlerinde Gemlik Belediyesi bir karar aldı ve ” Geçtiğimiz aylarda köy statüsünde olan 13 mahallemizde belirlediğimiz kırsal mahalle ve kırsal alanlara 4 mahallemizi daha dahil ettik” denildi. Olması gereken yerinde bir karar. Köylerimiz mahalle statüsüne alınmış olsa bile benim için hala “Köy”!
Bende, bana ayrılan bu köşede; sahil şeridimizin sonunda yer alan Narlı Köyüne ve köyün efsane köftecisi Ünal Gür’e yer vermek istedim.
NARLI
Narlı; sahilde kalan birkaç eski evi, çay bahçeleri, yılların köftecisi Ünal, köfteci Serap, balık restoranları, Narlı’nın eski okulunda 7-8 yıl önce kurulan ve faaliyetini sürdüren Kadın Girişimcileri, deniz fenerini çevreleyen sandalları, motorları, yatları, özellikle de samimi, sıcak insanları ile sohbet etmek, fotoğraf çekmek için gitmekten zevk aldığım bir yer.
Narlı köyünün tarihi Cenevizlilere kadar dayanmaktadır. Mahallenin ahalisi Osmanlı döneminde saraya çiçek yetiştirmekteydi, hala dağlarda o dönemde kalan soğanlı bitkiler (Sümbül, Lale) az da olsa görülmektedir. Ayrıca mahallede Osmanlı donanma kadırgalarına kürek üretilmekteydi. Evliya Çelebinin seyahatnamesinde yazdığı gibi, yukarı Narlı’da yetiştirilen ekşi narlar saray mutfağında Padişah ve ailesinin şerbet ihtiyacını karşılamaktaydı. Kurtuluş savaşında Yunanlar tarafından Gemlik ve civarı işgal edilmiş, Rum işbirlikçiler tarafından köy ahalisi çocuk kadın ve erkek cami ve köy hamamına toplanarak yakılmış köy tamamıyla ateşe verilmiş bu soykırımda kurtulanlar sandallarla İstanbul’a sığınmıştır. Yakılan cami ve hamam yanmış ve yıkılmış vaziyete ibret abidesi olarak durmakta. Yunan işgalinin son bulmasıyla köylüler Narlıya dönmüşler ancak eski yukarıdaki evlerinin tamamıyla yakılıp yıkıldığını görüp, yerine şu andaki sahildeki mahallesi inşa ederek yaralarını sarmaya çalışmışlardır. Narlı Kitabımızda daha geniş, belgelerle tüm bunlara yer vereceğiz.
Balıkçılık, zeytincilik, odunculuk Narlı’nın gelir kaynaklarından olsa da, Narlı’da insanların sırf köfte yemek için geldiği bir yer var. Köfteci Ünal en eskilerinden, daha yakın yıllarda köfteci Serap da bu sektörde aranan bir yer oldu fakat bazı nedenlerle iş yerini kapatmak durumunda kaldı.
Ünal Bey ile çok eskiye dayanan tanışıklığımız var. Sosyal ilişkileri iyi ve sevilen bir isim.
Önce ailenizi tanıyabilir miyiz?
Köyün eskilerinden bir ailedenim. Dedemin dedesinin ismi Esat, Esat dede köyde doğuyor, rençberlik, odunculuk, zeytincilik yapıyor. Yunanlılar köyü yakıp yıkıyor. Köyde kalarak Yunanlılarla savaşmış. Oğlunun ismi Şevki, benim dedem oluyor. Dedem de eski köyde doğmuş. Şevki dedeyi hatırlıyorum.
Babam Esat, 1936 Narlı doğumlu, adını dedesinden almış. Biz beş kardeşiz, üç kız, iki oğlan. Abim Şemsettin’i 90 senesinde kaybettik, ablalarım Sevgi ve Sevil’de rahmetli oldular. Narlı’da evliydiler. Geriye Ümran ablam(1958), birde ben kaldım. Ümran ablam Karacaali Köyünde yaşıyor. Eşini ve bir evladını kaybetti. Ablam benden iki yaş büyük.
Annem Mediha Hanım da Narlı doğumlu, Öztürk sülalesinden. Anneannem Rabia, dedem Kopuk Halil Bekere Gürcüsü.
Yazar Hasan Öztürk dayım olur, muhasebeci, oyun yazan. İlkokulu doğduğu köy Narlı’da, ortaokulu Gemlik’te tamamladıktan sonra Bursa Ticaret I.isesi’ni, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ni bitirdi. Küçük yaşta babasını kaybettiği için ilk ve ortaöğrenim yıllarında balıkçılık, toprak işçiliği, gemicilik gibi işlerde çalıştı. 3 Çocuğundan biri savcı, biri emlakçı, biri de müzisyen. Dayım rahmetli oldu. Çeşitli öyküleri ve yayınlanmış hikayeleri var.
Ben, 1. Nisan. 1960 Narlı doğumluyum. İlkokulu Narlı’da, ortaokulu Gemlik Lisesinde okudum.
Sonra ne yaptınız, okula devam etmediniz mi?
Okul hayatıma Ortaokuldan sonra devam etmedim. Babam Kahvecilik yapıyordu. 60 Sene boyunca kahvecilik yaptı. Bende ona yardım ederdim. 76-78 yıllarında Bursa’da havlu fabrikasında çalıştım. Etimesgut’ta tank şoförü olarak askerlik yaptım. 1982 yılında askerden geldim, kahveciliği köfteciliğe çevirdim. 40 senedir bu mesleği sürdürüyorum.
Önceleri babamla çalışıyordum. Yanımızda başka çalışanlarda vardı. Köfteleri kendim yapıyordum, 5-6 sene elle yaptıktan sonra makine aldık. Dananın en güzel yerini alır, köfteyi öyle yaparım. Kaliteye önem veririm. Ustalık belgesi aldım. 15 günde bir denetim görüyoruz. Bu güne kadar bir sıkıntı yaşamadık.
Eşiniz, çocuklarınız var mı?
1983 yılında görücü usulü tanışıp evlendim. Eşim Bursalı. İki kız, bir erkek çocuğumuz oldu. Narlı doğumlular. Mediha, Merve ve oğlum Deniz. Hepsi de üniversite mezunu oldu. Üç torunumuz var, iki kız bir oğlan. Bir çocuğum İzmir’de okudu, biri işletme bitirdi Maltepe Belediyesinde, biri Eskişehir’de Maliye işletme okudu, gelir uzmanlığı yapıyor.
Eski esnafsınız, dün ve bugün arasında bir değerlendirme yapar mısınız?
Eskiye oranla çok şey değişti. Sahilde de köfte arabası ile köfte satardım, birkaç masa, birkaç sandalye. Önümde kuyruklar olurdu. İşletmemizin yeri belediyeye ait, ekonomi çok zorluyor, giderler çok arttı. 4 bin elektrik, 4 bin vergi geliyor. Zaten burası yazlıkçılara hitap ediyor. Kışın tam randımanlı çalışamıyoruz. Pandemide 200 bin lira zararımız oldu. Çalışamadık. Ayakta kalmak için bütün birikimlerimizi harcadık, borçlandık. Şimdide açıkları kapatmak için uğraşıyoruz. Günlük 1000 lira masrafımız var. Hava güzel olursa 200 liralık kömür yanıyor. Domatesin kilosu 15( söyleşi yaptığım tarihte) lira. Bunun eti, biberi, baharatı, çeşitli yan ürünleri hepsi zamlandı. Soğanı, domatesi ve birçok şeyi toptan alıyoruz. Her ürünün en iyisini ve pahalısını alırım. Ekmekleri taze alırız, kalan ekmeklerle hayvanları besliyoruz.
Fiyatları her zaman piyasanın altında tutmaya gayret ettim. Her zaman 3-5 lira daha ucuza et satıyoruz, herkes gelsin yiyebilsin.
Eşimin yardımı çok oldu. Piyazı meşhurdur. Ayrıca ne iş varsa yapar, masa örtülerini yıkar. Oğlum da bana yardım ediyor. Müşteri çok olduğunda ızgaraya ben geçerim. İşletmemiz bir nevi aile işletmesi, ailelerin rahatlıkla geldiği bir yer. Emekli olalı yirmi yıl (2002) oldu.
40 yıllık çalışma hayatı kolay değil, boş zamanlarınızda neler yaparsınız?
Motor ve ATV’ye binmek boş zamanımda en çok severek yaptığım şey. Zeytin zamanı 1-2 ay zeytinliklerle uğraşıyorum. İş yerimde kendi katkısız zeytinyağımı kullanıyorum. Önceleri iki katlı ahşap evimiz vardı, alt katta babam oturuyordu. Balıkçılık yaparak 78 yılında betonarme ev yaptım.
Ben 10 yaşındayken annem öldü. Babam tekrar evlendi. Evlendiği Hanım(Aliye) bana üvey annelik yapmadı. Çocuklarımı kendi torunları gibi büyüttü. 13 yıl önce 2010 yılında babamı kaybettim.
Eskiden av merakım da vardı ama şimdi yapmıyorum.
Burada kimleri ağırladınız?
Bu sayede çok güzel insanlar tanıdım. Yıllardır gelen devamlı müşterim var. Sanatçı ve iş adamı köyüme kim geldiyse iş yerime gelir köftemi yer. Hakan Yılmaz buradan evli, Gülben Ergen(91-92), Burcu Kara her zaman uğrar. Şimdi say desen aklıma gelmeyecek kadar çok kişi ağırladım.
İşimi severek yapıyorum. Geçen yıl tatil için eşimle Kars’a gittim, orada bile tanıyan çıktı.
Narlı köyü halkında neler söylemek istersin?
Narlı Köyü güzel ve havası temiz bir köy. Bana göre dünyanın en güzel yeri. Genelinde herkes birbiri ile akraba. 60 hane, 250 nüfusu olan bir sahil kasabası. Yazın villalara gelen yazlıkçılarla kalabalık oluyor. İmar planı henüz yok. Köyde arsa kalmadı. Metrekaresi 600-700 liradan satılıyor.
Okuma oranı çok iyi ama köyde okul yok. Taşımalı sistemde Kumla’ya gidip geliyor çocuklar. Bu nedenle de gençlerin çoğu Gemlik’te oturuyor. Buradan giden 5-6 kadar çocuk var.
Köy halkı gürgen, meşe ağacı kesmeye maktaya gidiyor, odunculuk yapıyor, zeytincilik yapan çok, balıkçılık eskiye oranla az, limanda lüfer avlıyorlar.
Burası tarihi bir yer. Köyde çok define arandı ve bazı bu konuda kulağımıza gelen şeyler oldu. Tabii bunları söylemek mümkün değil, sonuçta sadece duyumlara dayalı. Köyün üst kısmında dedelikte yatır var. Defineciler kazmış yeri kaybolmuş. Oradan kimse odun kesmez. Eski muhtar oradan odun satmış. Dede gelmiş göğsüne oturmuş, o akşam felç olmuş. Bu rivayetlerden köy halkı korkuyor. Define arayanların başına çok şeyler gelmiş.
Eski köyde laleler dikiliymiş, nar ağaçları varmış ama bunlar sökülmüş. Lale bahçelerine bakla dikilmiş.
Keşke korunabilseydi. Esnaf adam bazı şeyleri duymayacak, görmeyecek.
Bu kahve ve çeşme ne zaman yapılmış?
Firdevs Bakla ağa kızıymış, sahili ev yeri olarak almışlar. 1946 yılında çeşmeyi hayrat olarak yaptırmış. Kahveler ise 1935 yılında yapılmış. Camimiz yakın zamanda yenilendi.
Son olarak ne söylemek istersiniz?
Gençler okusun ve çalışsınlar. Ben çocukluktan beri çalışmaktayım. Boş oturanı Allah’ta, kul da sevmezmiş. Beni herkes “ Köfteci Ünal” diye tanır, soyadımı bile bilmeyen çoktur. Köyümün tanıtımına katkım olduğu için mutluyum.
Balıkçı lokantaları meşhur demiştim, köfteci Ünal’ın yerinde rastladığım köyün muhtarı Salim Özdemir’den de kısaca kendini tanıtmasını istedim.
SALİM ÖZDEMİR
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Narlı memur köyü, sarayın Narlı’da konağı varmış. Muhtarlığımızda bazı belgeleri ben sakladım, muhafaza ettim fakat belgeler Cumhuriyetten sonraki döneme ait.
Narlı köyünde kökenimiz 600 sene öncesine dayanıyor. Konya’dan Arnavutluk’a, oradan buraya gelmiş dedelerimiz. Bize Tomtom sülalesi derler. Dedem kısa boylu, geniş biriymiş. O zamanlar soy ismi yok. Tomtom çayırından adını almış. Tapulu yerlerimiz ama Osmanlı tapuları olduğu için ormanlık alan olmuş. Koyun ve keçileri varmış, çobanlık yapmışlar. Babam Halit Özdemir, dedem ve babam da köyün muhtarlığını yaptı. Biz iki kardeşiz.
1972 yılında Narlı köyünde doğdum. İlkokulu Narlı’da, Ortaokul ve liseyi Gemlik’te okudum. 2009 yılından beri Narlı Köyünün muhtarlığını yapmaktayım. Aynı zamanda 2002 yılından beri abimle birlikte çalıştırdığımız “Yakamoz” adlı balık lokantasının işletmecisiyim, zeytincilikle uğraşıyorum.
Eşim Rahime Hanım ile 1999 yılında evlendik. İkisi kız, bir oğlan üç çocuk sahibiyiz. Eşim Kapaklı köyünden ama annesi buralı.
Muhtarlık küçük yerlerde zor, gönül işi, önce 5 sene köy muhtarlığı yaptım, sonra mahalle oldu. O zaman daha yetkilerimiz vardı.
Yerimiz az, konuşulacak çok şey var. Bugünlük bu kadar olsun. Umuyorum ki köylerimiz köy olarak kalsın, yemekleri, kıyafetleri, el sanatları, doğal güzellikleri, tarihi, kültürü ile bozulmadan turizme katkı sağlasın.
Reyhan Çorum
(Söyleşi 10 Ekim 2022 tarihinde Narlı’da yapılmıştır)
-
Rusya’dan Suriye’ye Gözdağı
-
Meteoroloji’den İstanbul’a Uyarı!
-
Sıkıyönetim ilanı Güney Kore’yi karıştırdı!
-
Yenidoğan soruşturmasında 2. dalga operasyonu
-
Mudanya BESAŞ Satış Fabrikası Açıldı
-
İstanbul’da en fazla olayın yaşandığı ilçe belli oldu