Parçalı bulutlu

TARİH ASLA AFFETMEZ!

| Haber Girişi: 10 Mart 2023 20:00 | Son Güncelleme: 28 Haziran 2023 01:57 A A

Yaşananlar unutuldu. Depremle bir gün muhakkak yüzleşeceğimiz gerçeği sümen altı edildi. Ama bu coğrafyanın makus talihi deprem “Ben buradayım ve her an gelebilirim” diyordu. Ve geldi de… Yıktı… Kıtalar Anadolu üzerinde inatlaştı, hayatlar ve hayaller yok oldu

Maraş merkezli deprem sonrası şimdi herkes, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda gerçekleşmesi artık çok daha yakın olan İstanbul Depremi’ne odaklandı ve bekliyor… Elbette bu deprem gerçekleştiğinde Gemlik’i de çok ciddi şekilde etkileyecek. Ama Gemlik’in sorunu olan tek fay hattı burası değil. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın güney kolu da en az kuzey kolu kadar sinsi ve tehlikeli. Peki bu fay zonunun göbeğindeki Gemlik, bu tehlikeli gerçeği görmezlikten gelmeye devam edecek mi? Çünkü bu fay hattında tarihte 9 şiddetinde depremler meydana gelmiş. Asıl mesele bu.

Bu fay hattı için de o kadar çok konuşuldu ve uyarı yapıldı ki

Bakın işin uzmanı ve bugün bazıları aramızdan ayrılan önemli isimler zamanında neler söylemiştiler.

Önemine binaen hatırlatmakta fayda var.

     “Gemlik Fayı, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın güney kolunun bir parçası. Biz Marmara depremini kuzey kolda bekliyoruz. Ancak Marmara’nın güney kesimleri de ciddi bir şekilde stres biriktiriyor” Prof. Dr. Naci Görür

     “Gemlik jöle gibi bir zemin üzerinde. Şu anda Gemlik’te bir deprem olması halinde 11 bin kişi ölebilir. Bu bir dram olacaktır.” Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan.

“Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın güney kolu İznik Gölü’nün güneyinden Gemlik Körfezi’ne bağlanmakta. Oradan da Güney Batı’ya inmekte. Bu fay da deprem üretecektir.” Prof. Dr. Doğan Kalafat

     “AFAD’ın kayıtlarında 2018 Silivri depreminde; Gemlik, Mudanya gibi bölgelerin İstanbul’un bazı semtlerinden daha fazla sallandığını görebiliyorsunuz. Gemlik, deprem olabilirliği bakımından yüksek tehlike bölgesinde. Gemlik’te çok fazla eski bina var.” Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu

Köşemde yer verdiğim fotoğraf kendi arşivime ait. Genç bir muhabir iken çektiğim bir fotoğraf. Gemlik’in zamanının en büyük salonlarından olan Milton Düğün Salonu’na ait sahnede; tepegözden perdeye yansıttığı verilerle, Gemliklilere ve yetkililere deprem ile ilgili bilgiler veren ve uyarılarda bulunan kişi merhum Prof. Dr. Aykut Barka… O dönemde; Kandilli Rasathanesi Müdürü olan yine rahmetli Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ile birlikte Türk Halkı’nı deprem konusunda bilinçlendiren en önemli isimlerden biriydi. Depremden hemen sonra her iki isim de dönemin belediye başkanı Mehmet Turgut tarafından ikişer defa Gemlik’e davet edilmişlerdi. Bu uzmanlar bizzat ilçemize gelerek çok ciddi uyarılarda bulunmuşlardı.

Prof. Dr. Aykut Barka Gemlik’te 2000

Ne demişti Barka? “Gemlik ilçe merkezinde konut olmaması gerekir. Çünkü deprem anında hiçbir yapı bu zeminde kolay kolay ayakta kalmaz. Yetkililere önerim, ilçeyi sağlam zeminli alanlara taşımalarıdır.”

     Ne demişti Işıkara? “İstanbul’un yaşayacağı deprem, adaların güneybatısında oluşacak. Bunlardan biri Gemlik Körfezi. Neden? Kuzey Anadolu’nun fay kolunun güney kolu. Güney kolu 1750-1800 yılları arasından beri sessiz. O kolda da deprem olmuş. Neden Gemlik? Küçük küçük depremlerin kümelendiği yer büyük bir depremin yeri olabiliyor. İzmit Körfezi böyleydi, küçük küçük depremlerin kümelendiği bir yerdi ve 17 Ağustos depremi orada oldu. Dolayısıyla bu iki neden Gemlik’te potansiyel bir depremin oluş yeri olarak gözüküyor.”

Şimdi her ikisi de aramızdan ayrıldı. Görevlerini yapmanın huzuru ile bu dünyadan göçüp gittiler.

Bu çarpıcı açıklamalar yaygın ve Gemlik’in yerel medya organlarında defalarca kamuoyuna aktarıldı. Yapılan uyarıları, işaret edilen tehlikeleri kaç kişi hatırlıyor şimdi?

Ailece Gemlik’e yerleştiğimiz ve ortaokula başladığım 1988 yılına kadar çocukluğum Kütahya merkezde geçti. Kütahya’da depremsellik açısından tehlikeli bir bölgeydi. Meşhur Gediz, Simav ve Emet fayları her kıpırdadığında; sarsıntıyla irkilen annem, kardeşimle beni kolumuzdan tutar ve telaşla hemen evden dışarı çıkarırdı. 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerini de iliklerimize kadar hissettik. Kayıkhane Mevkii’ndeki evimizin önünde, sahilde uzun günler boyunca kumsalda uyuduk, evlerimize giremedik. Ama sonra yine alıştık ve unuttuk.

99 depremi sonrası; Yurt Haber Ajansı Gemlik Muhabiri olduğum dönemde, Yalova Manşet Gazetesi’nin imtiyaz sahibi ve hali hazırda benim de kurulduğu günden bu yana üyesi olduğum Yalova Gazeteciler Cemiyeti’nin dört dönemdir başarıyla başkanlığını sürdüren, deneyimli gazeteci sevgili Ayhan Polat ile bir fotoğraf sergisi açmıştık. Depremin yıl dönümünde ve yine bir 17 Ağustos günü açtığımız sergi; depremi Yalova’da yaşayan Ayhan Polat’ın objektifine yansıyan acı ve hüzün dolu anların yer aldığı fotoğraf karelerinden oluşuyordu. Amacımız insanların deprem konusunda farkındalığını artırmak, deprem gerçeğini dimağlarda diri tutmak ve tehlikeyi unutmamalarını sağlamaktı. Ne garip tesadüftür ki bu sergiyi açtığımız yer; Gemlik Belediyesi’nin eski başkanı Hakkı Çakır döneminde yapılan ve başkan Refik Yılmaz döneminde depreme dayanıklı olmadığı gerekçesi ile yıkılan Gemlik Belediye Binası idi. Binanın alt katındaki meclis toplantı salonunun önündeki sergi salonunu seçmiştik mekan olarak. Köşeme taşıdığım ikinci fotoğraf o sergiye ait. Açık kaldığı üç gün boyunca Gemlik Halkı’ndan binlerce kişi ziyaret etmişti sergiyi. Anı defterlerine yazılanları aktarmaya kalksam, ciltler dolusu yazı yazmam gerekir. Beni en çok etkileyen şey ise sergiyi ziyaret eden ve gördüğü fotoğrafın önünde hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayan Yalovalı depremzede bir bayan olmuştu. Deprem felaketi sonrası Gemlik’e taşındığını öğrendiğim bayan; yanına gidip kendisi ilgilendiğimde bana fotoğrafta yer alan bina enkazını göstererek “Ben bu binadan arama kurtarma ekipleri tarafından saatler sonra çıkarılabildim. Açılan işte şu delikten. Ama çok sayıda komşum benim gibi şanslı değillerdi. Hepsi öldüler” demişti. O an anlamıştım… Çocukluktan beri yaşadığım depremler ve maruz kaldığım sarsıntıların; aslında depremin merkezinde olup, dehşete en şiddetli hali ile maruz kalanların yaşadıklarının yanında ne kadar hafif kaldığını… Fotoğrafta bir detaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Sergideki fotoğraflarda yer alan, yıkık bina enkazlarını ve arama-kurtarma çalışmalarını merakla inceleyen çocuklara odaklanın. 7-8 yaşındaki bu çocuklar şimdi 30’lu yaşlarında. Şimdi o yaşta çocukları var belki de her birinin. Peki o günden bu yana depreme hazırlık adına Gemlik’te ne yapıldı? Elle tutulur hangi adımlar atıldı? Hiçbir şey yapılmadı demek elbette insafsızlık olur. Ama yapılanlar ne kadar yeterli oldu? Dönemin Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Turgut çok eleştirildi, hedef tahtasına konuldu ama ovada yapılaşmanın üç kat ile sınırlandırılmasına verdiği katı destek, en değerli adımlardan biriydi bence.

Gemlik Deprem Foroğrafları Sergisi 2000

Küçük yerlerde siyaset de gazetecilik de yapmak zordur. İnsanlar yüz yüze bakarlar. Basın mensubu olarak takip ettiğim bir Gemlik Belediye Meclis’i toplantısını hatırlıyorum.  İmar konuları ile ilgili bir meselede, belediyeye verdiği dilekçe kabul görmeyen ilçenin ekabir takımından birinin, belediye başkanı ve meclis üyelerine küfredip, seyirci olarak bulunduğu meclis salonunu terk ettiğine şahit oldu bu gözler.

Gemlik’te depreme karşı önlem almak adına yapılmaya çalışılan şeyler neden hep yarım kaldı? Gemlik Belediyesi’nin önceki dönem başkanlığını yapan Refik Yılmaz döneminde, Gemlik’e özel kararname bile çıkarıldı. Bu çok önemli bir fırsattı. Deprem gerekçesiyle çıkarılmış, başka bir örneği olmayan ve eşi benzeri görülmemiş tarihi bir şanstı Gemlik için. Bu çalışmalar neden akamete uğradı? Kısır siyasi çekişmeler sürecin önünü neden tıkadı?

Ancak; şimdi yine çok kıymetli bir proje var önümüzde. Gemlik Belediye başkanı Mehmet Uğur Sertaslan’ın Yeni Gemlik Projesi. Bu belki de köprüden önceki son çıkış Gemlik için. İlçenin tüm dinamiklerinin; hiçbir siyasi kaygı gözetmeksizin desteklemesi gereken, vatandaşa yerinde kentsel dönüşüm imkanı sağlayan bir proje bu. Gemlik Halkı’nın oda ve metrekare hesabı yapmadan dahil olup, sürecin önünü açması gerektiği bir girişim. Burada Başkan Sertaslan’ın da ortaya elle tutulur bir eser koyarak, projede geniş uzlaşma sağladığı bölgelerden işaret fişeğini yakması gerektiğini düşünüyorum. Yükselen ilk bloklar; kamuoyu tarafından görüldüğünde, vatandaş projeye yönelir ve o zaman Gemlikliler güvenle ve gönül rahatlığı ile projeye daha çok sahip çıkıp destek verirler.

Gemlik’in niyet edilip de gerçekleştiremeyen projelerle kaybedecek zamanı artık yok. Süre kısaldı. Geliyor gelmekte olan.

Yine depremi unutur ve hayat kurtaracak adımları atmazsak; 99’un çocukları olan şimdinin yetişkinleri ve onların evlatlarının kaderi, Gemlik’i etkileyecek yeni bir deprem sonrası açılan bir başka sergide, yine enkaz fotoğraflarına bakmak olacak. Ama bu defa baktıkları, kendi evlerinin fotoğrafları olacak. Eğer hayatta kalabilirlerse

Ve tarih bu defa, fırsatları heba edenleri asla affetmeyecektir.

     Kalın Sağlıcakla…

Köşe Yazıları - 20:00 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.
MKS - Marmara Kimya Sanayi Borusan Liberal