Türkiye’den Suriye’deki silahlı gruplara net mesaj!
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin Suriye’deki silahlı gruplara milli orduya katılma çağrısı yaptığını açıkladı. Suudi Arabistan merkezli Asharq News televizyonuna konuşan Fidan, yabancı güçlerin bölgeye aşırı müdahalesi ve bazı devletlerin çıkarlarını değil, başkalarının çıkarlarını savunmasının Suriye’deki mevcut durumu doğurduğunu belirtti. Fidan, Suriye’deki yeni yönetimin tüm ülkelerle koordinasyon arayışında olduğunu ifade ederken, Türkiye’nin Arap Birliği, Körfez ülkeleri, İİT, AB, ABD ve diğer küresel kuruluşlarla Suriye’nin yeniden kalkınması için çalışmalarını sürdürdüğünü vurguladı.
Çabalar meyvesini verecek
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD’nin Suriye’ye yönelik yaptırımların bir kısmını kaldırdığını ve AB’nin de kısa süre içinde benzer adımlar atmasını beklediğini belirtti. Türkiye’nin, ulaştırma, enerji ve sağlık gibi alanlarda yardım çalışmalarına hemen başlayabilmek için iç koordinasyon mekanizmaları kurduğunu aktaran Fidan, Türkiye ile Suriye arasında 911 kilometrelik bir sınır olduğunu hatırlattı. Fidan, “Suriyeliler bizim kardeşlerimiz. Suriye’nin istikrarlı, ekonomik olarak kalkınmış ve düzenli olması bizim için hayati önemde. Hem Türkiye’nin hem de uluslararası ortaklarımızla yürüttüğümüz çabaların meyvesini yakında alacağımıza inanıyorum” dedi.
Suriye’den bizim beklentimiz bu
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki yeni yönetimden beklentilerini şöyle sıraladı: “Yeni yönetimin bölge için tehdit oluşturacak bir yapıda olmaması, terörizme, özellikle DEAŞ ve PKK’ya asla yer verilmemesi, azınlıklara iyi muamele edilmesi, kapsayıcı bir hükümet kurulması ve ülkenin toprak bütünlüğü ile siyasi egemenliğinin tam olarak sağlanması.” Fidan, bu taleplerin uluslararası toplum ve bölge ülkeleri olarak ortak bir anlayışa dayandığını, Suriye yönetimine de iletildiğini belirtti. Fidan, “Suriye’den beklentimiz bu, aynı talepleri önceki rejimden de bekliyorduk” dedi. Ayrıca, Türkiye dahil hiçbir ülkenin özel olarak yeni yönetime talepler iletmediğini ifade eden Fidan, Suriye halkının iyiliğini sağlayacak ve bölge istikrarına katkı verecek bir yönetim ve davranış beklentisi içinde olduklarını vurguladı.
Suudi Arabistan ile Türkiye’nin Suriye’deki yeni yönetimden beklenen şeyler, hususlar ve yapılması gerekenler konusunda hiçbir farklılığı yok, görüş ayrılığı yok
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan ile Türkiye arasında Suriye konusunda yapılan koordinasyonun, Akabe, Kahire ve Riyad’da düzenlenen toplantılarla zirveye ulaştığını belirtti. Fidan, “Suudi Arabistan ile Türkiye’nin Suriye’deki yeni yönetimden beklentileri ve yapılması gerekenler konusunda hiçbir görüş ayrılığı yok” dedi. Şu ana kadar Suudi Arabistan ile mükemmel bir işbirliği içinde olduklarını kaydeden Fidan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan’ın olağanüstü bir rol üstlendiğini vurgulayarak kendisini tebrik etti. Fidan, iki ülke arasındaki ilişkinin tarihi kardeşliğe dayandığını belirterek, bu bağları daha da güçlendirme ve bölgesel gelişmeleri birlikte değerlendirme yönünde çalışmalarının süreceğini ifade etti. Özellikle Gazze krizi sırasında Suudi Arabistan ile gösterdikleri olağanüstü koordinasyon için teşekkür ettiğini ekledi.
Amerika’yla da bizim sorunlu olan konularımız var
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve başlamasıyla birlikte Türkiye’nin, Trump yönetimiyle en üst düzeyde yakın işbirliğine devam edeceğini belirtti. Fidan, “Amerikan yönetimiyle uzun yıllara dayanan ilişkilerimiz var, ancak her konuda aynı görüşte değiliz. Özellikle bölgesel meselelerde farklılıklar söz konusu. Yine de olgun devletlerin izlemesi gereken bir yol var; sorunlu konuları bir kenara koyup, iyi ilişkiler üzerine odaklanmak gerekiyor” dedi. Fidan, Türkiye ve Amerika arasındaki en büyük sorunun Suriye’deki Amerikan politikası olduğunu da vurguladı.
PKK/PYD’yi DEAŞ’la savaşmak ve DEAŞ’lı mahkumları hapiste tutmak üzere kullandı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki Amerikan politikasının eski Başkan Barack Obama döneminde başladığını hatırlatarak, Amerika’nın başlangıçta Suriye muhalefetine destek verdiğini ancak sonrasında bu stratejiyi değiştirerek sadece DEAŞ’la mücadele etmeye karar verdiğini belirtti. Fidan, “Amerika, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi ülkeler muhalefeti desteklerken, birden DEAŞ’a odaklanma kararı aldı ve bu karar, jeopolitik krizleri beraberinde getirdi. Hem de PKK/PYD’yi DEAŞ’la mücadele etmek için kullanarak” dedi. Türkiye’nin bu durumu doğru bulmadığını ve özellikle Türkiye’nin milli güvenliği için büyük tehdit oluşturduğunu vurguladı. Fidan, PKK’nın ABD tarafından da terör örgütü olarak tanındığını hatırlatarak, “PKK’nın uzantılarıyla Suriye’de işbirliği yapmanız, oldukça tehlikeli bir durum” dedi. Obama’nın bu politikanın geçici olduğunu söylediğini, ardından Trump’ın bu durumu değiştirmek istediğini ancak bazı ABD unsurlarının buna direnç gösterdiğini ekledi. Fidan, Trump’ın yeni dönemde ABD yönetiminde yapacağı değişikliklerle, Suriye, terörle mücadele ve bölge güvenliği konusunda daha yakın bir işbirliği sağlanmasını umduğunu ifade etti.
Bu kabul edilebilir bir konu değil
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki yeni yönetimin en önemli gündem maddelerinden birinin, tüm tarafların anlaşabilmesi olduğunu belirtti. Fidan, “Ülkedeki silahlı grupların tek bir ordu çatısı altında birleşmesi ve yalnızca meşru devlet organının silah taşıma ve güç kullanma yetkisine sahip olması gerekiyor. Modern devletlerin temel ilkesidir bu. Birden fazla silahlı grubun varlığı, farklı otoritelerle yönetilen bir iç savaş zemini oluşturur ki, bu kabul edilemez” dedi. Yeni dönemde bu grupların milli ordu altında birleştirilmesinin kritik olduğunu vurgulayan Fidan, Türkiye’nin bu süreçteki yapıcı etkisini en üst düzeyde kullandığını söyledi.
Bir önceki politikanın bir zemini vardı, bunu anlatıyordu ama şu anda o zemin kalmadı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’ye yakın 80 binden fazla silahlı unsur bulunduğuna dikkat çekerek, bu gruplara milli orduya katılmaları çağrısında bulunduklarını ve ülkede düzensizlik çıkmasına izin verilmemesi gerektiğini belirtti. Fidan, “Umarım güneydeki gruplar, Suveyda ve Dera’da da aynı şey olur” dedi. İsrail’in Suriye’ye yönelik politikalarına da değinen Fidan, İsrail’in eski politikasının bir gerekçesi olduğunu ancak şu anda bu gerekçelerin geçerli olmadığını ifade etti. Fidan, “Yeni yönetim ‘kimse için tehdit olmayacağız’ demesine rağmen, İsrail’in Suriye’deki kara işgali ve askeri üs kurma çabaları provokasyon olarak nitelendirilebilir” dedi. Ayrıca, İsrail’in bu yaklaşımının askeri ve siyasi açıdan tehlikeli olduğunu vurgulayan Fidan, başta Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Türkiye ve Irak olmak üzere bölge ülkelerinin buna karşı çıktığını ve çıkmaya devam edeceğini belirtti.
Bu şu anda Suriye’nin kendisi için bir problem
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki yeni yönetimin PKK/YPG’ye silah bırakma çağrısı yapmasının gerektiğini vurguladı. Fidan, “Bizim beklentimiz, tüm etnik grupların—Kürtler, Türkler, Yezidiler, Hristiyanlar, Araplar, Sünniler, Şiiler, Aleviler, Nusayriler—kendi kültürlerini yaşarken, eşit vatandaşlar olarak Suriye toplumunda yer alabilmesidir. Bu mümkün kılacak bir sistemin olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Ancak, Fidan, YPG’nin silah bırakma talebini reddetmesinin, Suriye’nin kendisi için büyük bir problem olduğunu belirtti. Fidan, ayrıca uluslararası kamuoyuna, PKK/YPG’nin elebaşı Mazlum Abdi’nin (Kobani) Suriye’deki varlığını da hatırlatarak, “Bu kişi, PKK’nın bir alt örgütünün yöneticisidir. Onun üzerinde, PKK’nın yöneticileri var; Sabri Ok ve Fehman Hüseyin. Bu kişilerin izni olmadan herhangi bir karar alınması mümkün değildir” dedi. Fidan, “Suriye’de bir terör örgütünün böyle faaliyet göstermesi kabul edilemez” şeklinde konuştu.
Kürtlerin hakkını koruyacak bir denkleme ihtiyacımız var
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, YPG’nin ABD tarafından DEAŞ mahkumlarına “gardiyanlık yapmak” için istihdam edildiğini belirterek, “DEAŞ mahkumlarının hapishanelerde kalmalarını sağlamak, YPG’nin terör faaliyetlerini sonlandırmak ve Kürtlerin haklarını koruyacak bir denkleme ihtiyacımız var” dedi. Fidan, bu denklemde birincil olarak YPG’nin silah bırakması ve Suriye yönetiminin hapishane ve kamp yönetimini devralması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin bu konuda destek vermeye hazır olduğunu belirten Fidan, “Amerika’nın önceliği, DEAŞ mahkumlarının dışarı çıkmaması. Sonrasında ise silahlı grupların silahlarını teslim etmesi, diğer etnik grupların da kültürel haklarını kullanması gerektiği” ifadesini kullandı. Suriyeli sığınmacıların Türkiye’ye dönüşü konusunda ise Fidan, “Biz Suriyeli kardeşlerimizi misafir ediyoruz, onları göndermeyi düşünmüyoruz. Ancak Suriye’de onların dönüşünü mümkün kılacak ortamların oluşması için çalışıyoruz. Suriye’nin yeni yönetimi ve uluslararası toplum da bu konuda çaba sarf ediyor” dedi.
10 milyondan fazla yerinden edilmiş Suriyeli var
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde 10 milyondan fazla yerinden edilmiş Suriyeli bulunduğunu vurgulayarak, bu insanların kendi topraklarına dönmesinin gerektiğini söyledi. Fidan, “Bu dönüş, Suriye’nin ekonomisinin, sosyal ve kültürel hayatının yeniden canlanmasına katkı sağlayacaktır” dedi. Ayrıca, Suriye’deki şartların düzelmesiyle birlikte, şu anda yavaşça başlayan geri dönüşlerin zamanla hızlanacağına inandığını belirterek, bu konuda birçok olumlu emare gördüklerini ifade etti.
Liderden lidere diplomasi her zaman için daha kestirme bir yol oluyor
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Trump döneminde ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin seyrine dair değerlendirmelerde bulundu. Fidan, Trump’ın radikal değişiklikler öneren bir iç ve dış politika gündemiyle iktidara geldiğini, ilk günden itibaren Başkanlık Kararnameleriyle büyük değişimlerin sinyallerini verdiğini belirtti. Bunun sadece ABD’nin değil, AB, Çin, Rusya, Körfez ülkeleri, Afrika, Kuzey Amerika ve Güney Amerika ile olan ilişkilerini de etkilediğine dikkat çeken Fidan, Türkiye’nin bu dönemde daha uyumlu, verimli ve işbirliğini artıran bir dış politika izleyeceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu yönde bir görüş benimsediğini belirten Fidan, Erdoğan’ın Trump ile yakın bir lider ilişkisi olduğuna işaret etti. Fidan, “Liderden lidere diplomasi, dış ilişkilerde daha hızlı ve etkili bir yol oluyor. Bu da bizim gibi dış politika işini yürütenlerin işini kolaylaştırıyor” dedi.
-
Hisarcıklıoğlu: “Çin Tüm Dünya İçin Risk Oluşturmakta”
-
Bursa Yine Sallandı !
-
Bursa Tehlike Altında!
-
Otel Sahibinden “Kimseye Haber Vermeyin” Talimatı
-
Otel Yangını İçin Talimatı Verdi !
-
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu İfadeye Çağrıldı !